Turistin var, yangının var, dükkanın boşsa sus

Paylaş
Yangınlar ciğeri kavuruyor, esnaf sinek avlıyor, bakanlar pembe tabloyla boy gösteriyor… Neysek oyuz zaten
Sabah balkonu açtığında kuru ot kokusu burnunu yaktıysa, bu aralar popüler tatil hayallerin yanıyor olabilir. Çeşme’de Ildır tarafında çıkan yangın, ormanda piknik romantizmini alevlerle birlikte tarihe gömdü. Doğa “benden bu kadar” derken, vatandaş ise ‘Ödemiş yanıyor, biz neden hâlâ fişi çekemiyoruz?‘ sorusuyla debeleniyor. Bu arada rüzgar sağolsun, yangın sadece ağaçları değil belediyenin uyku düzenini de kül etti. ☹️
Ne oldu? Elektrik hattı dedi, topu attı gitti. Germiyan, Karaköy, Reisdere… Bunlar artık tren hattı değil, tahliye edilen mahalleler. Oturduğun yerin adını dijital haritada kırmızıyla görüyorsan, tatil planı yapmayı değil, acil çıkış planı yapmayı düşünmelisin.
Yangınlar kabus gibi çökerken, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy çıktı, “Dördüncülüğe yükseldik!” dedi. Ne bu, Survivor sıralaması mı? Geri planda Kapalıçarşı’da 25 yıllık esnaf Zeki Bey, cam önüne geçmiş, selfie bekleyen Japon turist gibi boynu bükük. “Dükkan boş, kimse gelmiyor, napayım kardeşim?” demekte ısrarcı.
Sen hâlâ “Ama gelen turist sayısı artıyor” diyen istatistikseverlerdensen, bravo. Ama bi’ aşağı in bak. Kruvaziyerle gelen 50 bin turist Alsancak’ta durmuş, espresso içip Instagram’a #sunshinefromizmir yazmış, sonra da doğru gemiye geri tırıs. Esnaf yine kazancı hesap makinesiyle değil, dua ile kovalıyor.
İstanbul desen, turist sayısı Mayıs’ta düşmüş. Evet, düşmüş. O kadar yıl gözünün içine baka baka “turizm büyüyor” diyenler n’oldu? Rus turist gelmiş de, Alman da varmış da… Hepsi ucuz uçak bileti bulursa geliyor, ama Kapalıçarşı’da magnet alacak hal kalmamış. Dolar on, simit kırk lira olursa böyle olur…
Uzaklara gidelim mi? Endonezya’da Bali’ye giden arabalı feribot battı. 65 kişiyi taşıyan gemi, “çok da yüzmek istemiyordum zaten” dedi ve dibe çöktü. Dört can kaybı, onlarca kayıp. Bali’ye o yoga-dans kampı için gitmeyi planlıyorsan, bir düşün derim. 🙄
Alanya cephesinden “biz zaten ilk oteli 1956’da inşa ettik” diye tarih dersine başlayanlar, şimdi “Turizm şehri sayılmıyoruz” diye veryansın ediyor. E haklılar. Plansızlık bizde milli spor. Doğru planlama yok, şehirciliği hâlâ haritaya bakarak sandığımız günlerdeyiz.
Bolu’daki Kartalkaya Grand Otel yangınıysa, ülke hukuk sisteminin “bugün de mi yattık?” rutini. 78 kişi ölmüş, sorumlu… yok. İçişleri ‘10 güne buluruz‘ dedi, 6 ay geçti. Kültür Bakanlığı, “Personelime soruşturma mı? Ay çok meşgulüm” modunda. Hukuk değil, Netflix dizisi gibi olay!
Bir de şu “Arap Rönesansı” var. Suudi Arabistan, Dubai gibi çölü paraya çevirmekle meşgul. Gören de gerçek bir kültürel devrim sanır. Yok canım, bildiğin pazarlama harikası. Kumdan kaleden medeniyet çıkmaz, Google’da PR’la medeniyet yazarsan belki çıkar.
Fransa yılda 100 milyon turist alıyor. Türkiye? İlk beşteyiz, evet. Ama kişi başı harcama hâlâ “tatilde üç gün vodefone internet yetiyor” çizgisinde. Bize gelen turist cebinden bozuklukla geçerken, biz lüks avm’de euroyla kira ödüyoruz. Fark burada gizli.
İzmir’de sahiller bayramda doluydu ama şimdi bomboş. Hani şu “pahalı ülke” muhabbeti var ya, işte onun acı sonunda rakılar değil, plajlar buz gibi. Tatil planlamak, artık aile ekonomisinin travma sebebi. Kimi plaj parasıyla markete gidiyor, kimisi karavanda tatil yapıyorum deyip ev bulamıyor. Güler misin, ağlar mısın?
Bu kargaşanın ortasında yatırımcılar, al-sat modelini turizme de uygulamış. Otelini yenile, dijitalleş, markala, sonra indir tekrar sat. Monopoly oynamıyoruz, bu gerçek dünya. Ama kim bilir, belki bir gün otelden değil de müzeden kazanırız parayı…
Yandı, battı, kül oldu dersen, fazla karamsarsın. Türkiye’de her şey mümkündür. Bakanlık pembe tablo, esnaf kara sayfa, doğa ise simsiyah… Ama sen yine de sırtına su şişeni al, güneş kremini sür. Belki serinlersin.
🌀
Dipnotlar
- Kruvaziyer: İçinde yüzme havuzu, restoran ve tatile dair her şey bulunan dev yolcu gemisi. Türkçesi ‘zenginliğin yüzen hali’.
- Ekolojik emperyalizm: Güzel doğa varsa yatırımcı gelir; sonra o doğa kalmaz. Kapitalizmin yeşili sevdiği yok, yeşili paraya değiştirmek seviyoruz sadece.
Paylaş
Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!
Memleket Yanıyor Ama Biz Hâlâ Stüdyodayız
Gerçek gündem, sahte gülüşler ve ekrana sığmayan saçmalıklar bu bölümde cam gibi net.
J.Lo'dan Aşk Kazası Şarkıları
Altın kalpli J.Lo artık göz yaşlarını ritme döküyor Ben Affleck çöplüğünden solo kaçışlar zamanı