Neye önem verdikleri, ne için savaştıkları az çok belli yeni bir “din” kurdular

Paylaş
Yeni bir din uydurdular. Eski inanışlarının üzerine inşa ettikleri, belirli bir kutsalı olmayan, neye önem verdikleri, ne için savaştıkları az çok belli, bir kişinin dudağından çıkacak sözleri evirip çevirerek cephe aldıkları herkese saldırmanın “ibadet” olduğu bir din.
Bu güruh için “Dünya tarihi böylesine şahit olmamıştır” ifadesini kullanmak abartı olmaz. İnsanlık tarihi boyunca çevresindeki dünyayı açıklamak ve anlamlı bir hayatın nasıl yaşanacağına dair rehberlik sağlamak için çeşitli inançlar ve ideolojiler geliştirdi. Organize dinlerden siyasi ideolojilere kadar bu sistemlerin toplumlar ve kültürler üzerinde derin bir etkisi oldu.
Dinlerin ve ideolojilerin ortaya çıkışının açıklamalarından bir tanesidir belki “insanların cevaplara olan ihtiyacı”. Bir tür olarak, etrafımızdaki dünyayı anlamaya ve deneyimlerimizi anlamlandırmaya güdülenmiş durumdayız. Bilimsel açıklamaların ya da mantıksal akıl yürütmenin yokluğunda, pek çok erken dönem kültürü doğa olayları için doğaüstü ya da metafiziksel açıklamalara yöneldik. Bu durum, hava durumundan doğurganlığa, yaşamdan ölüme kadar her şeyi kontrol ettiğine inanılan tanrı ve tanrıça kavramının ortaya çıkmasına neden oldu.
Dinler ve ideolojiler, doğal dünyaya açıklamalar getirmenin yanı sıra, yaşamın belirsizlikleri ve zorluklarıyla başa çıkmanın bir yolu olarak da ortaya çıkmıştır. İster ölüm korkusu ister anlam arayışı olsun, insan her zaman kendisinden daha büyük, daha kudretli bir şeyden rehberlik ve destek aramıştır. Bu, bir topluluk ve amaç duygusu sağlayan kurumsallaşmış dinlerin ve inanç sistemlerinin gelişmesine yol açtı.
Dinlerin ve ideolojilerin ortaya çıkışının belki en önemli sebebi toplumda düzen ve yapı arzusudur. Toplumlar içiçe geçerek daha karmaşık hale geldikçe, istikrarı korumak ve bireyin refahını sağlamak için yönetim ve organizasyon sistemlerine ihtiyaç duyduk. Bu durum demokrasi, komünizm ve faşizm gibi siyasi ideolojilerin yanı sıra Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki On Emir gibi dini davranış kurallarının da gelişmesine yol açtı.

Din ve ideoloji aynı zamanda bir grubu diğerinden ayırmanın bir yolu olarak görev yaptı. İnsanlar kendi kültürlerine ya da topluluklarına özgü bir dizi inanç ve uygulama oluşturarak kimliklerini tanımlayabildiler ve kendilerini diğerlerinden ayırabildiler. Bu ihtiyaç, Hinduizm, Budizm, İslam, Musevilik, Hristiyanlık ve diğerleri gibi farklı dini ve ideolojik geleneklerin oluşmasına yol açtı.
Az önce sayılanlara ek olarak, dinler ve ideolojiler bir ahlak ve etik anlayışı sağlamanın bir yolu olarak da ortaya çıkmıştır. Örneğin birçok dini gelenek, belirli davranışları öngören ve diğerlerini yasaklayan davranış kuralları geliştirmiştir. Bu kurallar genellikle bu kuralları uygulayan daha yüksek bir güç veya otoriteye olan inanca dayanır ve bireylerin ve bir bütün olarak toplumun refahını teşvik etmeyi amaçlar. Benzer şekilde, siyasi ideolojiler genellikle adil ve hakkaniyetli bir toplum için gerekli görülen eşitlik veya bireysel özgürlük gibi belirli bir dizi değer veya ilkeyi teşvik eder.
Dinler ve ideolojiler aslında hiçbir şey bilmeyen insana bir umut duygusu sağlamanın bir yolu olarak büyük bir misyona sahiptir. Örneğin pek çok dini gelenek, “öte dünya” vaadi ya da fiziksel dünyayı aşan bir tür ruhani aydınlanma sunar. Benzer şekilde, siyasi ideolojiler de genellikle toplumun daha adil, eşitlikçi ve müreffeh olduğu daha iyi bir gelecek vizyonunu teşvik eder. Bu bakış açıları insan için bir amaç duygusu sağlar ve tüm tıoplumlara, daha iyi bir gelecek için çalışmaları için ilham verir.
İnsanların, bilinmeyene dair soruların cevaplarına olan ihtiyacı, toplumdaki düzen arzusu, ahlak ve etik duygusuna duyulan ihtiyaç ve belkide en önemlisi umut gibi çeşitli nedenlerle ortaya atılan bu sistemler, toplum ve kültür üzerinde derin bir etkiye sahip olmakla birlikte, aynı zamanda bir çatışma ve bölünme kaynağı da oluyor. Tıpkı bir bıçağın farklı ellerde farklı amaçlara hizmet etmesi gibi bu sistemlerin yönetimi de “kötü ellerde” farklı amaçlar için kullanılabiliyor.