İstanbul’da Tapu Harcı Değil, Hayat Harcı Ödüyorsun


05-07-2025
24

Paylaş

İstanbul’da rayiç bedel güncellemesi değil, sınıf güncellemesi yapıldı. Artık tapu harcı değil, mülkiyet bedeli ödüyorsun.

Sabah kalktın. Burnuna ilk gelen koku kahve değil, kuru ot. Tatil değil, yangın sezonu açılmış. Balkonu kapattın, Twitter’a girdin. Derken bomba gibi bir haber: İstanbul’da rayiç bedeller 10 kat artmış. Yani 1+1 hayallerin, artık sadece arsa payı olarak bile sana hayal olmuş. Tebrikler, yaşadığın şehir sana artık ait değil.

Bakın, sevgili mülksüz kitleler… Size kötü bir haberim var. Ev almak mı istiyordun? Ananla babanın oturduğu gecekonduyu miras mı bekliyordun? Unut. Artık o ev de bir lüks segment yatırım aracı oldu. Çünkü devlet dedi ki: “Hadi bakalım, siz hâlâ mı gerçek bedelin altında tapu devri yapıyordunuz? Yok öyle beleş, bu ülkede artık vergi kaçıran değil, ev sahibi olan suçlu.”

Şimdi sakin olalım ve bu “rayiç bedel” denen uyduruk ama bir o kadar da hayatımıza çökme potansiyeli taşıyan kavrama dönelim. Rayiç bedel nedir? Sözde, bir taşınmazın ortalama piyasa değeri. Ama aslında belediyenin “hadi biraz da şunların ciğerine basalım” dediği rakamsal zorlama. Üstelik gerçek piyasa değeriyle de pek alakası yok. Zira İstanbul gibi bir şehirde “piyasa” dediğin şey zaten Netflix dizisi gibi: Gerçekle ilgisi yok ama herkes izliyor.

Ama burada mesele sadece tapu harcı değil. O artık detay. Bu, sessiz sedasız yürütülen büyük bir mülksüzleştirme operasyonunun bir parçası. Hani hep diyorduk ya “2050’de herkes kiracı olacak, mülkiyet tarihe karışacak” diye… İşte o gelecek kapıyı çalmadı, zili kırdı. Önce barınma hakkını yatırım aracına çevirdiler, şimdi de vergisini 10 katına çekerek fişi çekiyorlar. Bu bir tasfiye hareketi. Kentsel soykırımın hesaplısı.

Üstelik sadece evi olanlar değil, bir gün evi olacak ümidiyle yaşayanlar da cezalandırılıyor. Yani İstanbul’da oturuyorsan ama tapun yoksa, geçmiş olsun. Artık sadece ev değil, emlak vergisini bile ödeyemeyen ev sahiplerinin elinden düşen anahtarları toplamaya hazır yeni bir sermaye sınıfı var: parası dolarla gelen, vergiyi önemsemeyen, belediyeyle selfie çeken mülk koleksiyonerleri.

Bu arada belediyeye itiraz edebiliyormuşuz. Ayy ne güzel. Hemen gidip “affedersiniz, rayiç bedeli yanlış hesaplamışsınız” deyip, o devasa prosedürler arasında bir Kafka öyküsüne konuk oluruz. O sırada belediye binası önünde çay içerken emlakçı ağabeyler bizim mahallede 3+1’leri “sıfırdan farkı yok” diye üçe katlamış bile olur.

Bu arada bakın, vergi yükü arttıkça insanlar ne yapacak? Tabii ki yine klasik çözüm: tapuda düşük bedel göster, kalanı elden öde. Güvenli mi? Hayır. Yasal mı? Değil. Ama sistem seni zaten yasa dışına itiyor. Kayıt dışı ekonomiyi hortlatan sen değil, seni oraya süren ekonomik daraltmadır. Ama günün sonunda suçlu yine sen olursun. Çünkü sen sadece yaşamak istedin, onlar ise yaşattıktan sonra borçlandırmak.

Hani büyük resim diyorduk ya… İşte bu büyük resim artık NFT değil, JPEG. Kalitesi düşük, sıkıştırılmış, ama herkes üzerine fiyat etiketi yapıştırıyor. Sahip olduğun şey ev değil artık, bir vergi kalemi. Bir gün yaşayacağın yeri değil, devlete düzenli harç ödeyeceğin bir kutuyu satın alıyorsun. Barınma değil, mülk kiralaması gibi bir şey. Ama kira değil, çünkü satarken de harcı senden kesiyorlar.

Son söz: Artık sadece evi değil, hayali bile pahalı bu şehrin. İstanbul seni artık sırtında taşımıyor. Evet, mülk seni kovuyor. Sen hâlâ “bir gün ben de tapuya gideceğim” mi diyorsun? Uyan dostum. Tapu seni çoktan terk etti.

emrehakan
emrehakan
Algoritmaların susturamadığı bir ses. Gündemin gürültüsünde pür net, ne akıma kapılır ne moda yazar. Anı yakalamaz, onun üzerine not düşer. Evet "NOT".


Paylaş

Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!



Suudi cüzdanlar kabardı ama kartla

Nakit mi o da ne? Riyadlılar artık sadece NFC okutarak çölü fethediyor

Royal Box'ta Çay Değil Ünlü Kaynıyor

BBC sunucusu, kek gurusu ve bir uzay adamı aynı tribünde buluşursa... Wimbledon bu sene sitcom gibi.






    copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com