Amiral Byrd’ün Günlüğünün Ardındaki Gerçek: Gerçeği Kurgudan Ayırmak


6 February 2023 9:45
627

Paylaş

Son yıllarda, dünyamızın içinde gizli bir dünya olduğunu öne süren bir komplo teorisi dolaşıyor. Bu teori, Antarktika’ya birçok sefer düzenlemiş olan Amerikalı kaşif ve havacı Amiral Richard E. Byrd’ün “sözde” günlüğüne dayanmaktadır. Teoriye göre bu seferlerden birinde Amiral Byrd kutupların ötesinde gizemli, saklı bir diyarla karşılaşmış ve bulgularını bir günlüğe kaydetmiştir.

Bu teorinin ardındaki gerçek o kadar dikkat çekici değil. Amiral Byrd’ün gizli bir dünyayla karşılaştığını gösteren inandırıcı bir kanıt yoktur ve bu teoriyi destekleyenler tarafından ortaya atılan iddiaların çoğu kolayca çürütülebilir.

Her şeyden önce, iddia edildiği gibi resmi bir “Amiral Byrd’ün Günlüğü” olmadığını belirtmek önemlidir. Byrd’ün keşif gezileri sırasında tuttuğu bir günlük vardır ancak iddia edilen tarzda yazılar bulunmamaktadır. Amiral Byrd’ün Günlüğü olarak pazarlanan günlüğün Amiral Bryd’in keşif operasyonları ile alakası yoktur. Sıklıkla “Amiral Byrd’ün Günlüğü” olarak anılan metin aslında komplo teorisini desteklemek üzere bir araya getirilmiş, çeşitli kaynaklardan alıntılar ve anekdotlardan oluşan bir derlemedir.

Ayrıca, günlükte yer aldığı söylenen iddialar hiçbir bilimsel ya da tarihi kanıtla desteklenmemektedir. Byrd’ün keşif gezileri iyi bir şekilde olmasa da belgelenmiş ve bulguları kapsamlı bir şekilde belgelenerek rapor edilmiştir. Antarktika’nın iyi bilinen coğrafyasının ötesinde bir şeyle karşılaştığını gösteren hiçbir kanıt yoktur.

Dahası, bu teoriyi destekleyenlerin iddialarının çoğu kusurlu bilimsel akıl yürütmelere dayanmakta ve temel fizik ve coğrafya ilkelerini göz ardı etmektedir. Örneğin, Dünya’nın içinin boş olduğunu ve gizli dünyanın onun içinde yer aldığını iddia etmektedirler. Ancak bu iddia, Dünya’nın sağlam bir çekirdeğe sahip olduğu ve içinin boş olmadığı gerçeğiyle kolayca çürütülebilir. İddia hiçbir inandırıcı kanıtla desteklenmemekte ve temelsiz bir komplo teorisi olarak kabul edilmektedir.

Richard Evelyn Byrd‘ün Dünya’nın merkezine seyahat ettiğini veya zeki varlıklarla karşılaştığını gösteren inandırıcı hiçbir metin bulamazsınız. YouTube’da da bulunan, Richard Evelyn Byrd’ün LONGINES CHRONOSCOPE adlı bir program sırasında, Dünya’nın merkezine seyahat etmek ve zeki varlıklarla buluşmakla ilgili açıklamalar yaptığı iddiası güvenilir kanıtlarla desteklenmez. Sadece Bryd’ün “çok daha fazla şey bildiği” ama programda rahatça konuşamadığı yönündeki iddialar olarak karşımıza çıkar. Bu söylemlerin de aynı komplo teorisinin parçası olması mümkündür ve şüpheyle yaklaşılmalıdır.

Kısacası, Amiral Byrd’ün günlüğü ve gizli bir dünya hakkındaki komplo teorisi temelsiz, desteksiz bir efsaneden başka bir şey değildir. Gerçek olamayacak kadar iyi görünen iddialara şüpheyle yaklaşmak ve doğru olarak kabul etmeden önce birden fazla güvenilir kaynaktan bilgiyi doğrulamak her zaman akıllıca olacaktır. Gerçek genellikle kendi kendimize anlattığımız masallardan daha az dikkat çeker, ancak her zaman daha doğru ve güvenilirdir. Tarihi şahsiyetlere isnad edilen ancak gerçekliğini destekleyecek inandırıcı kanıtlardan yoksun iddialara şüpheyle bakmamız, arkasındaki planı anlamamız gerekir.

“Amiral Richard B. Byrd’ün Günlüğü” söz konusu olduğunda, belgede yer alan iddiaları destekleyecek güvenilir bir kanıt bulunmaz ancak hala her fırsatta, komplo teorisyenleri tarafından temcit pilavı gibi önümüze konur.

Kim bu Amiral Byrd?

Richard Evelyn Byrd Amerikalı bir deniz subayı ve kaşifti. Winchester, Virginia’da 25 Ekim 1888 tarihinde doğmuş ve 11 Mart 1957 tarihinde ölmüştür. Ailesi, 18.yy Virginia’da sömürge valisi olarak görev yapmış, köleliği savunan, kızılderili tüccarı ALBAY William Byrd III’ün torunlarındandı. Bu aile o kadar derin bir konudur ki, aslında başka bir yazıda ona da değinebiliriz.

Virgina Company, sömürge faaliyetleri sırasında, Kral James tarafından Amerika’nın doğu kıyılarını kolonileştirmek amacıyla 1606’da yetkilendirilen Londra’da kurulmuş bir İngiliz ticaret şirketiydi. ALBAY William Byrd III’ün ataları bu şirketin hissedarlarlarındandı. Kısacası Amiral Bryd’in atalarının neredeyse tamamı, Virginia Eyaleti’nin senatosunda görevli, eyaletin kurucularından, toprak sahibi ve eyalette sömürge yıllarından itibaren hemen hemen her sektörde faaliyet gösteren birçok şirketin sahibiydi.

Bir kutup kaşifi

Byrd, kimilerine göre öncü bir kutup kaşifiydi ve Kuzey Kutbu ile Güney Kutbu’na yaptığı keşif gezileriyle tanınıyordu. Her iki kutup üzerinde uçan ilk insanlardan biriydi ve havacılık alanında da öncüydü. 1926 yılında Kuzey Kutbu üzerinde uçarak kutba hava yoluyla ulaşan ilk kişi olmuştu. 1929’da Güney Kutbu üzerinde uçan ilk keşif gezisine liderlik etti. Byrd’ün maceraları ve başarıları onu ulusal bir kahraman haline getirdi ve kutup bölgelerine ilişkin anlayışımızın gelişmesine yardımcı oldu.

Kimilerine göre ise bir şarlatandı

Günlüğündeki yazıları ve içerdiği hesaplamaları inceleyen kişilerden biri olan Dennis Rawlins, “Fact Or Fiction?”, “Peary Kutupta: Gerçek mi Kurgu mu?” adlı kitabında Byrd’ün bir denizci olarak Kuzey Kutbu’na ulaştığı iddiası hakkındaki şüphelerinden bahseder. Byrd’ün Güney Kutbu seyahati için ise şunu yazar: “Byrd’ün Güney Kutbu seyahati için kullandığı seyir aracı bir şişe konyaktı.

Dünyanın en soğuk yerlerinden biri olan Kuzey Kutbu, tarihin en çok tartışılan olaylarından bazılarına sahne olmuştur. 1909’dan itibaren Dr. Frederick Cook Kuzey Kutbu’na ulaştığını iddia eden ilk kişi oldu; birkaç hafta sonra Komutan Robert Peary kendi iddiasını ortaya attı ve Cook’u karalamaya başladı. Bu anlaşmazlık, rakip iddialar hakkında çok sayıda kitap ve makalenin ortaya çıkmasına neden oldu. Sonuncusu olayı tamamen çözdüğünü ve ne Peary’nin ne de Cook’un kutuplara ulaşamadığı sonucuna vardığını ilan etti.

Bir başka tarihi tartışma da 9 Mayıs 1926’da Teğmen Richard E. Byrd’ın, Josephine Ford adlı uçağı Kuzey Kutbu üzerinde ilk uçuranın kendisi ve yardımcı pilot Floyd Bennett olduğunu ilan etmesiyle yaşandı. Bu iddia da pek çok kişi tarafından tartışılmış ve savunulmuştur.

Byrd hakkında televizyonda yayınlanan bir belgeselde, Kuzey Kutbu’na ulaşma başarısıyla ilgili şüphelerin kaşifin hayatının geri kalanı boyunca peşini bırakmamış olabileceği öne sürülmüştür. Gerçeklere dayanan bir kurgu çalışması olan bu belgesel, Amiral Richard Byrd’ün Ohio Eyalet Üniversitesi’ndeki evrakları arasında bulunan bir günlüğün yorumunu gerçek olarak kabul etmiştir. Bu sunumun amacı, Byrd ve tartışmalar hakkında kısa bir genel bakış sunmak, günlüğün çelişkili yorumlarını tartışmak ve Byrd’ün Kuzey Kutbu uçuşuyla ilgili belgelerindeki diğer önemli belgeleri tanımlamaktır.

Byrd 1957’de ölmesine rağmen, belgeleri 1994’ün sonlarına kadar tam olarak araştırmaya açılmamıştır. 1997 yılına kadar hiç kimse Byrd’ün 1926’da Kuzey Kutbu’na yaptığı uçuşla ilgili 5.000’den fazla belgeyi dikkatle incelememişti.

Richard Byrd 1926’da Kuzey Kutbu’na uçtuğunda, zaten sınırlı da olsa saygınlığı olan bir adamdı. Ailesinin soyu, Albay William Byrd’ün ailesini Virginia’da kurduğu ve Jamestown yakınlarındaki James Nehri boyunca Westover Plantasyonunu geliştirdiği 1600’lü yıllara kadar uzanıyordu.

Byrd’ün babası özel avukatlık mesleğinde seçkin bir yer edinmiş ve mütevazı bir siyaset kariyeri sürdürmüştür. Yirmi yıl boyunca savcılık yapmış ve Virginia Eyalet Meclisi’nde meclis başkanı olarak görev almıştır. Kutup kaşifi ve öncü havacı Richard Evelyn Byrd, 1888 yılında üç erkek çocuktan ikincisi olarak dünyaya geldi. Kardeşlerinden biri Virginia Eyaleti valisi ve Birleşik Devletler Senatörü, diğeri ise başarılı bir iş adamı olacaktı.

Richard Byrd tıpkı dedeleri gibi yabancı yerlere seyahat etmeye ilgi duyuyordu ve Birleşik Devletler Donanması’nda subay olarak kariyer yapmaya karar verdi. Byrd, Birleşik Devletler Deniz Harp Okulu’na kabul edildi, 1912 yılında mezun oldu ve Deniz Kuvvetleri’nde kariyer yapmaya başladı. Byrd’ün Donanma’daki aktif görevi çok kısa sürdü. Dört yıllık hizmetinin ardından, denizde geçirdiği bir kaza, atletizm yarışmalarında geçirdiği iki sakatlık nedeniyle zaten zayıflamış olan ayağına kalıcı hasar verdi. Denizde uzun süre nöbet tutamayan Byrd, terfilerde kendini geçilmiş hissetti ve 1916’da aktif görevden emekli oldu. Birkaç ay sonra Byrd emekli bir subay olarak görevine geri döndü ve Amerika Birleşik Devletleri I. Dünya Savaşı’na hazırlanırken Rhode Island Eyaleti Deniz Milislerinin sorumluluğunu üstlendi.

Byrd, önde gelen bir avukat ve John D. Rockefeller‘ın ortağı olan Raymond B. Fosdick ile ABD Donanması Eğitim Komisyonu başkanının sekreteri olarak görev yaptı. Fosdick daha sonra Byrd’ün avukatı ve keşif gezileri için ihtiyaç duyduğu zengin bağışçılarla bağlantısı olacaktı. Kısa süre sonra Byrd idari görevlerden sıkıldı ve deniz havacılığına ilgi duymaya başladı. Burada uzun saatler ayakta kalmayı gerektirmeyen bir çalışma alanı vardı. Fosdick’in desteği ve etkisiyle Byrd, 1917’de deniz havacılık öğrencisi olarak atandı ve eğitmen olarak ve Pensacola, Florida’daki ABD Deniz Üssü’nün müfettişi olarak kaldı.

Byrd, kazaları araştırmanın yanı sıra havadan sefer dersleri de veriyordu ve karadan ya da doğal şartların uzakta sefer yapmanın yarattığı zorluklara özel bir ilgi duyuyordu. Aslında Byrd, sefer amacıyla bir rüzgâr sapma göstergesi geliştirmiştir. İlgisi ve başarıları Byrd’ün Donanma Havacılık Bürosu’nun Transatlantik Uçuş Bölümü’nde yer almasını ve 1919’da Long Island, New York’tan Lizbon, Portekiz’e deniz uçaklarıyla ilk transatlantik geçişini gerçekleştiren ekibin bir parçası olmasını sağladı.

Byrd, 1919’dan 1925’e kadar deniz havacılığı ve siyasetle meşgul oldu. 1919’da ABD Donanması’nda bir Havacılık Dairesi kurulması çabalarına öncülük etti ve ABD Ordusu ve ABD Donanması’ndan ayrı bir hava kuvveti kurulması çabalarına karşı Donanma’ya yardımcı oldu. Byrd, 1922 yılında donanma yedek kuvvetlerindeki pilotların eğitimi ve organizasyonu için hava istasyonlarının kurulmasından sorumluydu.

İki yıl sonra Byrd, fiili bir ABD Kongresi’ni askeri maaşları azaltmaktan vazgeçirmek için yürütülen kampanyanın ön saflarında yer aldı. Bu çabalarının bir ödülü olarak Byrd, 1925 yılında Grönland’a yaptığı özel finansmanlı keşif gezisi sırasında Donald MacMillan’a tahsis edilen üç deniz uçağının komutasını aldı.

Grönland’daki hava koşulları Kuzey Kutbu’nda uçuş faaliyetleriniı kısıtlasa da, kutup keşiflerinde uçakların kullanımına olan inancını korudu ve konuyla ilgili iki makale yayınladı. Byrd ayrıca 1925 yılında Kuzey Kutbu’na uçma girişiminde bulunan Roald Amundsen ve Lincoln Ellsworth’ün hava keşif gezisine katılmak için kabul edimediği bir başvuruda bulunmuş, ancak 1926 yılında Wilkins’in Kuzey Kutbu keşif gezisinin ikinci komutanlığına davet edilmiştir. Böylece Byrd, uçaklara olan ilgisi, hırsı, yeteneği, etrafındaki zenginlerle ve siyasi güç sahipleriyle olan bağlantıları sayesinde kendisini bu bağlamda bir oyuncu olarak kabul ettirmeyi başarmıştı.

Byrd, Kuzey Kutbu üzerinde uçmaya niyetli olmadığını ileri süren Willuns’un teklifini reddetti. Bunun yerine Byrd, Kuzey Kutbu üzerinde bir sefer düzenlemek için kendi çalışmalarını başlattı. Her biri 25.000 dolar veren Amerikalı milyonerler John D. Rockefeller ve Edsel Ford‘u (Ford Motor Company şirketinin sahibi Henry Ford’un oğlu) ve diğer varlıklı insanları keşif gezisine bağış yapmaya ikna etti. Özellikle deniz kuvvetlerinden gönüllüler hiçbir ücret talep etmeden ona katıldılar.

Byrd kurnazca bir davranışla, seyahati ile ilgili haberler karşılığında ödeme yapılması için haber kuruluşlarıyla ile pazarlık yapmıştı. Bulunan bir belgelerde Byrd’ün Current News Features gazetesi ile yaptığı bir sözleşme vardı. Byrd Kuzey Kutbu’na ulaşmayı başaramasa bile seyahat sırasında yaşadıklarını anlatacağı hikayeyi 18.000 dolara bu gazeteye satmıştı. Bir diğer sözleşme de, Pond ajansı yapılmıştı. Byrd ajansa keşif gezisinden sonra bir konferans sözü verdi. Bu parayla Byrd bir gemi kiraladı ve bir uçak satın aldı.

Uçak seçimi Byrd’ün planladığı keşif gezisinde en dikkat ettiği noktaydı. Ocak 1926’da, yola çıkmadan üç ay önce, Byrd hâlâ kararsızdı ve aslında bir zeplin kullanmayı düşünüyordu. Ancak, topladığı fon sayesinde üç motorlu bir Fokker satın alabilir hale gelmişti. Hâlâ deneysel aşamada olan bu üç motorlu Fokker, Ford’un sponsorluğunda düzenlenen 1600 millik şehirlerarası uçuş yarışmasını kazanarak üstün güvenilirliğini kanıtlamıştı.

Üç motorlu uçaklar bir veya iki motorlu uçaklardan daha güvenilir görünüyordu çünkü bir motorun kaybından sonra uçmaya devam edebiliyorlardı. Aslında Ford kendi üç motorlu uçaklarını geliştiriyordu ancak bir yangın üretimi geciktirmişti. İkinci bir tek motorlu uçak olan Oriole, bazı fotoğrafik destek sağlamaya hizmet edecek ve kurtarma için kullanılabilecekti.

Byrd, üç motorlu uçağın güvenilir olduğuna o kadar inanmıştı ki, New York’tan ayrılmadan önce basına verdiği ve Byrd’ün belgelerinde de yer alan son demecinde, “Kuzey Kutbu’nun çok motorlu uçaklarla fethedilmesi ticari havacılığa ivme kazandıracaktır. Hızlı bir çağın perdesini kaldırmak için gereken tek şey güvenilirliktir, bu havacılık sektöründe önemli çok bir gelişme.” diyecekti.

5 Nisan 1926’da keşif ekibi New York’tan, Kuzey Kutbu’na Grönland’dan daha yakın olan ve ilkbaharda uçakları ve malzemeleri boşaltmak için yeterince sıcak bir liman olan Norveç’teki Spitzbergen’e doğru yola çıktı. Burası aynı zamanda Norveçli kaşif Roald Amundsen’in kendisini, Komutan Lmcoln Ellsworth’ü, Umberto Nobile’yi ve uluslararası bir ekibi Kuzey Kutbu’na götürecek olan Norge adlı hava gemisinin teslim edilmesini beklediği yerdi.

Byrd’ün uçağı 9 Mayıs 1926’da gece yarısından kısa bir süre sonra Spitzbergen’deki buzlu pistten ayrıldı ve on beş buçuk saat sonra kutup ödülünü almak üzere geri döndü. Üç gün sonra Norge Kuzey Kutbu’nun üzerinden uçtu. Byrd’ün bu başarısı onu uluslararası bir kahraman haline getirdi.

Richard Byrd’e verilen Bronz National Geographic Society Özel Onur Madalyası; “RICHARD EVELYN BYRD, REAR ADMIRAL, U.S.N., ANTARKTİKA BİLGİSİNE ÖNEMLİ KATKILARDA BULUNDU VE GÜNEY KUTBUNA HAVA YOLUYLA ULAŞAN İLK KİŞİ OLDU, 29 KASIM 1929

National Geographic Society‘nin (Merkezi ABD Washington’da bulunan Millî Coğrafya Cemiyeti) bir komitesi, Robert Peary için yaptıkları gibi onun kayıtlarını da inceledi ve başarısını Hubbard Madalyası ile ödüllendirdi. (Bu madalya National Geographic Society tarafından keşif, keşif ve araştırmadaki üstün başarılardan dolayı verilir ve geleneksel olarak Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından takdim edilir) Kongre de ona Kongre Onur Madalyası takdim etti. Bunu rütbe terfisi izledi. Konferanslar için sayısız fırsat yakaladı. Aslında Byrd o kadar öne çıkmıştı ki, bir başka çaba olan transatlantik uçuş için hızla para topladı ve 1927’de Charles Lindberg’den sonra Atlantik’i uçarak geçen üçüncü kişi oldu. Bu başarı, Kuzey Kutbu iddiasıyla birlikte Byrd’ün Antarktika’ya bir keşif gezisi için para toplamasına zemin hazırladı.

Byrd’ün 1929’da Güney Kutbu’nu üç motorlu bir Ford uçağıyla geçen ilk kişi olduğu açıklandı. O tarihten 1957’deki ölümüne kadar Byrd Antarktika’ya dört sefer daha düzenledi ya da bu seferlere katıldı. Bütün bu açıklamalar, ABD’nin Antarktika’da kalıcı bir varlık oluşturmasını sağladı.

Byrd’ün Kuzey Kutbu iddiası, Amerika’nın Antarktika’daki tartışmasız üstünlüğü için zemin hazırladı ancak eleştirilere de neden oldu. Daha 1926’da bazı gazeteciler Byrd’ün uçağının Kuzey Kutbu’na ulaşamayacak kadar kısa bir süre uçuş yaptığını iddia etmişlerdir. Byrd’ün 1957’deki ölümünden sonra şüpheler daha çok konuşulmaya başlandı. Arnundsen’le birlikte Spitzbergen’de bulunmuş, Byrd’e yardım etmiş ve Güney Kutbu uçuşu sırasında Byrd’ün pilotluğunu yapmış olan Bernt Balchen’in 1958’de çıkan “Come North with Me” adlı kitabında Balchen, Byrd’ün navigasyon yeteneğini sorgulamış ve Kuzey Kutbu uçağının hızıyla ilgili şüphelerini dile getirmiştir.

1960 yılında Uppsala Üniversitesi’nde meteroloji profesörü olan Gosta H. Liljquist meteorolojik kayıtları incelemiş ve Josephine Ford’un kutup uçuşunu bu kadar hızlı yapmasını sağlayacak kadar güçlü bir rüzgar olmadığı sonucuna varmıştır.

Nihayet 1971 yılında Richard Montague tarafından yazılan Oceans, Poles, and Airmen (Okyanuslar, Kutuplar ve Havacılar) adlı kitap yayınlandı. Montague, Balchen’le bir röportaj yapmış ve Byrd’ün 1928 yılında zatürreden ölen pilotu Floyd Bennett’in bir yıl önce Balchen’e uçağın uçuşun başlarında yağ sızıntısı yaşadığını ve Kutba ulaşmak için çaba sarf etmeden karadan uzaklaştığını itiraf ettiğine dair bir yazı yayınlamıştı.

Byrd’ün de savunucuları vardı. National Geographic Society iddiayı sürdürmeye devam etti. Byrd’ün keşif gezisinin bir üyesi olan Peter Demas, uçuşun Kutup’a ulaşmak için yeterince uzun olduğunu savundu. Navigasyon uzmanı Joe Portney ise Journal of the Institute of Navigation’da Liljequist’in rüzgârlarla ilgili kanıtlarını sorgulayan, Byrd’ün seyir aletlerini gözden geçiren ve Byrd’ün Kutup’a ulaşmasının muhtemel olduğu sonucuna varan bir makale yayınladı.

Byrd’ün Kuzey Kutbu seferine ilişkin günlüğü tartışmalarda önemli bir unsurdur. Görünüş olarak eserin kendisi hiç etkileyici değildi, hatta berbattı. Kapağında “1925” yazmaktaydı. Aslında Byrd bu ajandayı 1925 yılında satın almış ve 1925 yılında Donald MacMillan’la birlikte keşif gezisi sırasındaki gözlemlerini kaydetmiştir.

Daha sonra Byrd boş sayfaları kullanarak 1926 Kuzey Kutbu seferini ve hatta 1927 transatlantik seferini ajandanın üzerindeki matbuu olarak basılmış yılları değiştirme zahmetine girmeden kaydetmiştir. İlk bakanlar için günlük en iyi ihtimalle kafa karıştırıcı görünmektedir. Byrd günlüğünde Kuzey Kutbu’na yapılan sefer sırasındaki faaliyetlerini, insanlar ve olaylarla ilgili gözlemlerini kaydetmiştir.

Byrd bu günlüğü pilotu Floyd Bennett ile iletişim kurmak için bir mesaj defteri olarak da kullanmıştır. Çünkü 3 motorun gürültüsü aralarındaki sözlü iletişimi zorlaştırıyordu. Bu mesajlar son derece önemlidir. Bir tanesi pilot Bennett’i kuvvetli bir rüzgâr olduğu ve dümeni dikkatli kullanması gerektiği konusunda uyarır. Bir diğeri Bennett’i azarlar: “Dümeni çok sağa kırıyorsun. Pusulayı birkaç derece sola ayarlayın.” der ve ardından “çok fazla sağda kalmakta ısrar etmemelisiniz” diye uyarır. Başka bir yerde Byrd sancak motorunda yağ sızıntısı olduğunu duyurur ve “İki motorla tüm yolu geri dönebilir misiniz?” diye sorar. Ve sonra “kutba ulaşmak için son 20 mil” notunu düşer. Başka bir noktada Byrd, Bennett’e “Şu anda kutup noktasında olmalıyız. Bir daire çizin. Bir fotoğraf çekeceğim …. Telsiz kutba ulaştığımızı ve şimdi bir motorla geri döndüğümüzü bildiriyor. kötü yağ sızıntısı var ama Spitzbergen’e ulaşmayı umuyorlar” yazmıştır.

Bu mesajlardan, daha önce sorgulanan iki gerçek ortaya çıkmıştır. Birincisi, hem Byrd hem de Bennett uçuş sırasında zaman zaman kuvvetli bir rüzgarla karşılaşmışlardır. İkincisi, Josephine Ford’un direğe ulaşmak için bir çaba sarf ettiği açıktır. Oceans, Poles and Ainnen’de yayınlanan ve ufka doğru sahte bir uçuş yapıldığına dair açıklama tamamen yanlıştır. Ayrıca, mesajlar Floyd Bennett’in Bernt Balchen’e Josephine Ford’un kutba ulaşamadığını itiraf etmesi konusunda da soru işaretleri yaratmaktadır.

Günlük, Byrd’ün eleştirenlerden biri için de daha kaynak olmuştur. Byrd’ün pilot Floyd Bennett’e petrol sızıntısı hakkında gönderdiği mesajla aynı sayfanın altına yakın bir yerde, büyük ölçüde silinmiş ancak hala okunabilen bir soru yer almaktadır: “Geri dönmeden önce ne kadar yol almıştık? ” biçimindeki soruya kurşun kalemle yazılmış yanıt “8 1/2“dir. Üstünde ise Kutup’a 20 mil kaldığı sonucuna varan bir hesaplama yer almaktadır. Byrd, sefer sırasında günlüğü, konumunu belirlemek için bazı lokasyon gözlemleri için hesaplamalar yaptığı bir karalama defteri olarak da kullanmıştır. Hesaplamalardan ikisi silinmiş olsa da hâlâ okunaklıdır.

Bu silintiler arşivleri, gözle okunamayan diğer silintileri tespit etmek için günlüğün tamamını ultraviyole ışıkla fotoğraflamaya sevk etti. Hiçbiri görünmüyordu. Günlüğü ve içerdiği hesaplamaları ve mesajları ilk inceleyen kişi, DIO dergisinin editörü ve kaşiflerin iddialarını desteklemek için sundukları kanıtları inceleyen tarihsel bir astronom olan Dennis Rawlins’tir.

Rawlins 1973 yılında Peary Kutupta adlı bir kitap yazdı: Fact or Fiction (Peary Kutupta: Gerçek mi Kurgu mu) adlı kitabında Peary’nin Kuzey Kutbuna ulaşmış olamayacağı sonucuna varmıştır. Rawlins bu kitapta Byrd’ün bir denizci olarak Kuzey Kutbu’na ulaşma iddiası hakkındaki şüphelerini de dile getirmiştir. (Güney Kutbu uçuşuyla ilgili olarak ise Rawlins, Byrd’ün sefer aracının bir şişe konyak olduğunu iddia etmiştir). Rawlins, Byrd’ün Kuzey Kutbu başarısını ödüllendiren National Geographic Society’nin Byrd’e madalya vermekte aşırı aceleci davrandığını iddia etti.

Buna ek olarak Rawlins, Byrd’ün yüzlerce ABD bayrağını Josephine Ford’dan Kuzey Kutbu’na bırakmadığını ve bu bayrakların birkaç gün sonra Roald Arnundsen ve Norge yolcuları tarafından görülebileceğini belirtti. Son olarak Rawlins, Josephine Ford’un belirttiği gibi Byrd’ün iddia ettiği sürede uçuş yapamayacağına dair eleştirilerini kaleme almıştır.

Bu kadar hararetli ve uzun yıllar süren bir tartışmada, insan herhangi bir sonuca varmakta tereddüt ediyor. Byrd’ün günlüğü aydınlatıcıdır ama kesin bir sonuca varmak için yeterli değildir. Diğer kaşifler hakkındaki gözlemlerini, keşif gezisinin başarısı ve üyelerinin refahı için duyduğu endişeleri kaydeder.

Eğer Byrd bilerek bir sahtekârlık yaptıysa, o zaman günlüğündeki özellikle ironik ve hatta komik bir pasaj, Byrd’ün Spitzbergen’de gemisini boşaltması için yol vermeyi reddeden Norveçlilerin adil davranmadıklarından şikâyet etmesidir!

Sözün özü, bırakın Byrd’ün “Antartika’daki Karşılaştığı Gizli Dünya” iddialarını, kendisine madalya kazandıran Kuzey Kutbu’na ulaştığı ile ilgili anlatılar bile büyük olasılıkla bir muamma olarak kalacaktır. Byrd’ün ABD Donanması’na ve National Geographic Society‘ye sunduğu belgelerin tamamı yıllar önce kaybolmuş gibi görünüyor.

Bununla birlikte, Kuzey Kutbu’na ilişkin tartışmalar ne olursa olsun, Byrd’ün asıl mirasının, Antarktika’da olduğu ve Byrd’ün çalışmalarının, Amerika’nın Antartika’daki meşruiyetini kalıcı olarak sağladığı ve oradaki varlığı için itiraz edilemez bir kanıt olarak kullanıldığı inkar edilemez.

Komplo teorilerini seven arkadaşlar belki biraz üzülecek ama, bu keşif operasyonları neticesinde Amerika’nın Antarktika’daki kömür ve maden yataklarının kontrolü için üs kurma faaliyetleri başarıyla meşruiyet kazanmıştır.




5 1 vote
Değerlendirme
Subscribe
Notify of
1 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments

[…] Propagandaİran Devrim’indeki taktiklerKuzey Kore ve Kim Jong-unNetflix ve GLAAD PropagandalarıAmiral Byrd ile Kutuplar Üzerinde Hakimiyet PropagandasıPropaganda Taktikleri ve Kitle Kontrolü“Bir İsim Tak”“Kapsamlı Genellemeler Kullan”Ad […]





copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com