Güney Koreli Kadınlar Erkekleri Neden Terk Ediyor


01-08-2025
123 YUH!

Paylaş

Evlenmeyen, çocuk yapmayan, erkeklerle görüşmeyen yeni bir jenerasyon var ve çok kalabalıklar

Güney Kore’de son zamanlarda fısıltıdan megafona evrilen bir hareket dolanıyor: 4B denilen kadınlar. Bu B’ler biraz sert: Bekarlık, Bebeksizlik, Buluşmama ve Bazı erkekleri görmezden gelme diyebiliriz kaba çeviriyle. Bu kadınlar diyor ki: **”Sizlerle işim yok, teşekkür ederim.”** Ve çekiliyorlar. Evlenmiyorlar, çocuk yapmıyorlar, flört bile etmiyorlar. Hayır, lezbiyen demiyorum. Ama sistemin onlara dayattığı kadını slogan gibi sıralamışlar: **annelik, eşlik, hizmetçilik ve sabır tapınakçılığı**. Bu dörtgenin dışına çıkmaya çalışıyorlar. Fena mı?

Hadi dürüst olalım. Evlenmek artık pek de mantıklı bir karar gibi durmuyor. Hele kadınlar için. Diplomayla mezun olup evde yeniden 1950 model çamaşır makinesine döndürülmek pek de cazip değil. Modern Kore kadını da bunu fark etti. Yalnızca iş gücüne katılmakla kalmıyor, aynı zamanda erkeklerin bitmek bilmeyen beklentilerinden bezenip kaçıyor. Bir nevi içsel göç yaşıyorlar. Dışarıdan sessiz bir yürüyüş gibi duruyor ama içerde koca bir sistemden kopuş var.

Tabii her özgürlük hareketi gibi buna da kulp takanlar çıkıyor. “Erkek düşmanı mısınız?” “Tüm erkekler kötü değil!” eyvallah kardeşim, burada mesele bireysel nefret değil. Sistemsel bir hayal kırıklığı bu. Denediler, olmadı. O zaman dediler ki: **”Hayat kısa, erkekli dramaya zaman yok.”** Bu da bir duruş. Hem de direnişin en kişisel hali. Yani öyle pankartlı değil ama kredi kartı limitiyle, yalnızlığıyla, işsizliğiyle bir devrim bu.

“Kendine ait bir oda” demişti Virginia Woolf, bu kızlar kendine ait bir hayat kuruyor. İçinde ne koca var, ne hır gür, ne de başına kakılan fedakarlıklar.”

Bu hareketin arkası dolu. Sadece Batı’dan gelen feminizm değil bu. Kore kültürünün içinde kabaran o bastırılmış hayatlar patlıyor artık. Ablası evlenip çökmüş, annesi iki iş yapıp yıpranmış, baba eve gelip koltuğa kurularak padişah kesilmiş. Şimdi dişi kuş yuvayı terk ediyor. Kendi kozmosta, yatağını yalnız açıyor. Hadi bakalım n’olacak şimdi?

Pek çok kişi bu kadınları “toplumdan kopmakla” suçluyor. Pardon ama bu toplum ne zaman onlara sahip çıktı da şimdi kaybediyormuş gibi davranıyor? Bir düşün. Bizde de mesela ara ara moda oluyor: **”Erkekler whatsapp’ta son görülmelerine bakıyor ama kadının görünmez yüküne bakmıyor.”** O yüzden belki de kadınlar dünyadaki tüm kültürlerde kendi görünmezliklerini görünür kılmanın başka yollarını buluyorlar. Biri yazı yazar, biri yalnızlaşır, biri çeyiz sandığını yakar. Hepsi de haklı olabilir.

İlla bir siyasi okumaya girmeye gerek yok ama şuraya not alalım: Bu tarz hareketler dışarıdan “bireysel” gibi gözükse de aslında sosyolojik bir haykırıştır. Düğün salonları boş kalınca fark edilmez belki ama doğumhaneler sessizleşince anlayacaklar. Kadınlar susmuyor; başka bir dille konuşuyor. O dili anlamayanlar da var tabii, ne yapalım… Dil bilene selam olsun. Neyse, hadi şimdi biraz o kendi hayatımıza bakalım. Belki bir 4B’ye ihtiyacımız vardır, kim bilir?

Dipnotlar

  1. 4B Hareketi: Güney Kore’de genç kadınlar arasında yaygınlaşan; evlenmemeyi, çocuk yapmamayı, romantik ilişkilerden kaçınmayı ve erkek egemen normlara itaatsizliği savunan bir yaşam tarzı hareketi.
emrehakan
emrehakan
Algoritmaların susturamadığı bir ses. Gündemin gürültüsünde pür net, ne akıma kapılır ne moda yazar. Anı yakalamaz, onun üzerine not düşer. Evet "NOT".



Paylaş

Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!



Marc Maron Kafasını Kim Kaptı

Punk mahallesine site diktiler, oyunculuk kutsaldı eskiden, sosyal medyaysa hâlâ çürütme sanatı

Bira severlerin yıllık göçü başladı

Utica’daki hayvanat bahçesi yine bira ve müzikle dolacak… Evet, bu bir gelenek artık






    copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com