Bin yıl önceki ‘punk’lar: Çay yerine çürük bal içen halk


09-07-2025
96 🙄

Paylaş

Medeniyet dediğin şey kimin çıkarına çalışırsa o kadar işe yarar olur zaten

Şimdi dostum gel seninle bin yıl öncesine, Orta Asya’nın sert steplerine uzanalım. Ama bu bildiğin tarih dersi değil. Hani okulda anlattıkları gibi “at sırtında cengaver Türkler” diye gazlanan hikayeler var ya, bırak onları. Bugünkü konumuz, zamanın tozunda unutulmuş, sistemi ti’ye almayı bilen taşralı bir tayfa: Göçebe Kırgızlar. Ama bunlar öyle sadece keçeyle kımızla uğraşan köylüler değil ha. Adamlar devlete meydan okumayı, hayatının parçası yapmış. Sürekli yer değiştiriyorlar ya hani, evet, sadece atları sevdiğinden değil. Bizdeki gibi “yarın zam gelecek” korkusuyla değil, bizzat zamları koyanlardan uzak durmak için kaçıyorlar. Nice ironi.

Öyle bir sistem geliştirmişler ki, ne padişah var, ne vergi memuru, ne de sinsi sinsi ihalelere çöken zengin tayfa. Liderler bile halkın izniyle seçiliyor, net söyliyim sana, bugünkü seçim sisteminden daha aleni, daha dürüst. Biri fazla güçlenen oldu mu? Toplanıyorlar, çayı değil ama çürük balı çekip tartışarak o kişiyi indirebiliyorlar. Direkt ya, “yeter lan sen de iyice kral oldun” diyip indiriyorlar. Bizde ise? Aman sus, faiz düşerse gözlerin parlar, başka bir şeye karışma çünkü “milletin iradesi” var sözde.

Bak, günümüzde fonda Mozart çalmadan felsefe yapılamıyor zannediliyor, ama Göçebe Kırgızlar çok daha pratik bir soruyu dert etmiş: “Güç neden bizden değil de birilerinde toplanıyor ulan hep?” Bu kadar. Cevap aramaktan korkmamışlar. Bunu da çit gibi yasalarla değil, gündelik yaşantının içinde çözmüşler. Ne yorucu anayasa maddeleri, ne de anayasa değiştirirken birilerinin kılının bile kıpırdamadığı o meşhur “konsensüs”. Taş üstünde oturup, dertlerini yüksek sesle dile getirmişler. İronik ama, bizim bugün ‘gelişmiş’ dediğimiz düzen onların yaptığı bu halk meclisi ayarında bile değil.

Bir de malları ortak kullanıyorlar. Ortak mal dediysem “Ahmet Ağabeyin traktörü köyün traktörü değil tabii” durumundan söz etmiyorum. Gerçekten koyunu-kuzuyu ortak sayıyorlar. Biri aç kalmışsa mesele ortaya atılıyor, herkes elinden ne gelirse yapıyor. Bugün bizde kimse sokakta açlıktan bayılmış birini görmeyelim diye bakarken kahvede “ne yapalım çalışsın” diyecek kıvama gelmiş. Devir değişmiş deme, insanın insanla ilişkisi çürümüş be abi.

Günümüzde “devlet baba” aforizmasıyla büyütülmüş bir misyoner romantizmi var. Her şey devlet için, her şey millet için… Ama Göçebe Kırgızlar, bunu ters yüz etmiş. Onlar devleti çocuğu gibi görüyor. Büyürse hizaya sokulması lazım, şımarırsa tokadı basmak farz. Çünkü otorite, eğer denetlenmezse, aynen kuzgunun leşe konduğu gibi senin emeğine, hayatına çöker. Eh, bize ne oluyor? Şirket vergi kaçırırsa göz yum, çalışan sendika kurarsa apar topar gözaltı. Nasıl tezat ama?

Ha, öyle ütopya gibi anlatmayayım. Onlarda da sıkıntı çok. Açlıktan ot kemiren zamanlar olmuş. Ama fark burada işte. Aç kalmış ama özgür kalmış. Bizim gibiler ise maalesef tıka basa borçla dolmuş ama “istikrar” diye diye zincire vurulmuş. Ee ne diyelim, tarih ataleti olanların değil, düşünenlerin evine uğrar. Belki o yüzden hâlâ göçebe ruhunu anlayamıyoruz.

Neyse şimdi kapat, git biraz çürük bal iç, belki devlete azıcık sorular sormaya başlarsın. Olacak o kadar, düşünen beyin yavaş kavruluyor.

Dipnotlar

1. Çürük bal: Göçebe halklar arasında içki niyetine tüketilen, fermente edilmiş bal çözeltisi. Alkol oranı düşük olsa da kafa yapar, fikir de açar. Tabii devlet onaylı değildir.

emrehakan
emrehakan
Algoritmaların susturamadığı bir ses. Gündemin gürültüsünde pür net, ne akıma kapılır ne moda yazar. Anı yakalamaz, onun üzerine not düşer. Evet "NOT".



Paylaş

Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!



Herkesin Deliliği Kendine Müstehak

Kimse kendi zırdeliliğini fark etmiyor, çünkü aynaya bakan az, herkes camdan dışarıyı izliyor

Sinema Tanrıları Burlington'a İniyor

Festivalin afişi Hollywood’a gitmeden oyuncu yapar dedirtecek cinsten






    copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com