React Rüyası: Yahu Ben Neden Daha Önce Bunu Kullanmadım?

Geliştiricilerin dünyasındaysan blog’uma hoş geldin, heyecan verici bir yolculuğa hazır ol! Bu yazıda, React’in büyülü dünyasına adım atacak ve neden bu harika kütüphaneyi bu zamana kadar kullanmamış olduğuna hayıflanan bir karakterin hikayesini okuyacaksın. Hazır mısın?

Yıllar boyunca, web geliştirmenin karmaşası içinde çalışıp durdum. Sadece web değil, network sistemleri, mobil uygulamalar, masaüstü uygulamaları vs ne ararsan var. Her projede yeni bir teknolojiye dalar, her keşfettiğim projeden sonra da kendi kendime “Keşke daha önce keşfetseydim!” diye hayıflanırım. Apache Kafka‘da böyle oldu mesela, ya da RabbitMQ‘da veya MongoDB‘de.

Kahramanımızın adı Ben 🙂 Ben evet. Ben, uzun yıllar boyunca web dünyasında çalışmış, hala da hayatını bu sektörden kazanan, farklı farklı framework’lerle uğraşmış birisiyim. Bu arada web tarafındaki uzmanlık PHP ve veritabanları, daha çok SQL. Birkaç dili iyi bilirim. Şimdi burada neler yaptığımı anlatmayacağım tabi, gerenk yok. Gerenk mi yok! Esprilerden yaşımı tahmin etmişsindir. Boomer olmasak da yaşlandık sayılır. Sen tabi dilersen boomer diyebilirsin, sorun yok.

Bir gün, internette boş boş gezinirken, React‘in büyülü dünyasını keşfetme fırsatını yakaladım. Zaten bu boş boş zamanlar başka ne işe yarar ki? Etraftaki hemen herkesin React‘ten bahsettiğini duyunca, merak içinde “Bu React ne ki lan olm?” dedim kendi kendime.

React’in resmi web sitesine gittim. Orada, karşıma çıkan bir tanıtım videosundan sonra çalışmalara başladım. Videoda, React’in ne kadar güçlü, esnek ve verimli bir kütüphane olduğunu anlatan biri konuşuyordu. Ofiste birden gözlerimi bir anahtarın kilidini açması gibi açtım ve “Eureka!” diye haykırdım, ya da EuReact! Yok lan haykırma falan yok, abartıyorum işte. Yazı biraz uzun olsun diye.

Eskiden beri HTML, CSS, Bootstrap, jQuery vs gibi kütüphanelerle çalışıyorum zaten. Ama bu defa gerçek anlamda React’in neden bu kadar büyüleyici olduğunu keşfettim.

React’in bileşen tabanlı yaklaşımı, birçok tekrar eden işi, döngüleri vs. basitleştirdi ve daha verimli hale getirdi. Yazdığım kodu daha iyi organize edebileceğimi, bileşenler arasında veri akışını kolayca yönetebileceğimi ve tasarladığım projeler için daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunabileceğimi fark ettim. E tabi en önemlisi hız.

İşin içine girdikçe merakım arttı ve hemen projelerimde React kullanmaya karar verdim. React’i daha iyi anlamak ve hızlı bir şekilde kullanmaya başlamak için bazı kaynaklar buldum. İçimdeki merak ve hevesle, bazı projelerimi hızla React ile yeniden inşa etmeye başladım. Tabi bunların neredeyse tamamına yakını kapalı devre çalışan, public olarak ayarlanmamış, belli başlı kullanıcılara açık olan arayüzler.

Ancak, yeni bir teknolojiye atlamak tahmin edersiniz öyle pek kolay değil. İlk başta, bileşenlerin nasıl oluşturulduğunu anlamakta zorluk çektim mi evet çektim, yalan yok. “Bu JSX ne demek oluyor?” diye mırıldandığım hatta adını ilk duydğumda dur lan yeni bir şey diye tırstığım oldu mu? Evet olmuştur. Ama daha sonra “uleeeeen” diye fark ederek JSX’in aslında JavaScript ile HTML’in birleşimi olduğunu görünce öyle büyütecek bir şey olmadığını anladım. Senelerdir bu tip kodları zaten bölük pörçük kendiniz oturup yazıyorsunuz ama böyle derli toplu görünce yaptığınız iş daha bi hoşunuza gidiyor.

Neyse, React’in gücünü kullanarak yeni bir uygulamamın tasarımını geliştirmeye başladım. Karmaşık bir kullanıcı arayüzünü küçük bileşenlere böldüm ve her birini tek tek oluşturdum. Başlangıçta, bileşenler arasında veri akışını yönetmek biraz kafa karıştırmadı değil, ancak React’in “props” ve “state” kavramları sayesinde verileri nasıl geçirebileceğimi ve güncelleyebileceğimi anladım.

Bir süre sonra, bileşenlerin döngüsünü keşfettim. ComponentDidMount, componentDidUpdate ve componentWillUnmount gibi metotlar, bileşenlerin doğru zamanlarda işlemler yapmamı sağladı. Bu döngü metotları sayesinde uygulamayı daha iyi kontrol edebileceğimi ve gerektiğinde optimizasyonlar yapabileceğimi fark ettim.

Bu arada en hasta olduğum React özelliklerinden biri, yeniden kullanılabilir bileşenler oluşturabilme yeteneği. Artık sık sık tekrar eden tasarımları yeniden yazmak zorunda kalmıyorsunuz. Örneğin, bir buton bileşeni oluşturabilir ve bu bileşeni farklı sayfalarda veya bileşenlerde kullanabiliriz. Bu, hem zaman kazandırır hem de kodun daha sürdürülebilir olmasını sağlar. CSS’de Bootstrap mantığı gibi.

React ile çalışırken ister istemez JavaScript ekosistemindeki diğer araçlarla da tanışıyorsunuz. Yolunuz mutlaka onlarla da çakışıyor. Webpack, Babel, Redux gibi araçlar, uygulamalarınızı daha da geliştirmenize yardımcı olacaktır. Ve artık uygulamalarınızı daha iyi bir şekilde paketleyebilir, tarayıcı uyumluluğunu sağlayabilir ve karmaşık durum yönetimini kolaylaştırabilirsiniz.

Uzun zamandır yeni insanlarla tanışmak bana pek keyif vermiyor, eskilerle de pek bir bağım kalmadı zaten. Belki de bu yüzden bilemiyorum, yeni bir framework, library ya da kodlama ile ilgili bir uygulama vs keşfettiğimde içim kıpır kıpır olur. Eski zamanlarda yeni insanlarla tanıştığım duyguları hissediyorum.

Umarım bu kısa tecrübe hikayesi size de React’in eğlenceli ve öğretici dünyasının kapılarını açar. Kendi projelerinize React’i dahil ederek, daha verimli, sürdürülebilir ve kullanıcı dostu uygulamalar geliştirebilirsiniz.

Unutma, geliştirici dünyası sürekli olarak değişiyor ve yeni teknolojiler keşfedilmeyi bekliyor. React’i yalayıp yuttuktan sonra eğer mobil uygulamalarla ilgileniyorsanız belki de bir sonraki büyük maceranız React Native olacak, kimbilir?

Sabır, merak ve öğrenme isteğiyle bu dünyada karşınıza çıkan tüm engelleri aşabilir ve yaptığınız işten büyük bir keyif alabilirsiniz. Önemli olan, sürekli öğrenmeye ve kendimizi geliştirmeye açık olmak. Geliştirici olarak öğrenme süreci asla sona ermez ve her yeni teknoloji, bir dizi fırsat sunar. Geçmişte benim gibi React’i kaçırmış olabilirsiniz, ancak şimdi onun büyülü dünyasını keşfedebilir ve projelerini bir üst seviyeye taşıyabilirsiniz.

Bu arada React ekosistemi oldukça geniş ve pek çok harika araç ve kütüphane mevcut. Redux, React Router, Material-UI ve daha pek çok şeyi keşfedebilirsin. Bu araçlar, projelerini daha da geliştirmene ve daha karmaşık uygulamalar oluşturmana yardımcı olur.

Umarım keyif almışsındır ve React’e olan ilgin daha da artmıştır. Eğer hala tanışmadıysan şimdi, React dünyasına atılma zamanı geldi!

İyi şanslar ve harika projelerde başarılar dilerim.