Tahtaya bir şeyler yazdım: Evet yerçekimi yok, kozmik itim gücü var, her şeyi iptal edin!

Paylaş
İnsan nasıl da cüretkâr bir varlık değil mi?
İsaac Newton, seneler önce yerçekimi kanunlarını 1687 yılında yayınladığı “Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica” (Matematiksel Doğal Felsefe İlkeleri) adlı eserinde tanımlıyor. Bu kanunlar, günümüzde hala gezegenlerin ve diğer cisimlerin hareketini açıklamak için kullanılmakta. Newton’un yerçekimi kanunları, çok sayıda deney ve gözlem sonucu elde edilmiş gerçekleri temel alır ve yıllar boyunca doğrulanmıştır.
Isaac Newton yerçekimini keşfetmek için birçok faktörü bir araya getirmiş. Örneğin, o dönemde var olan astronomik bilgileri ve gözlemleri kullanmıştır. Galileo Galilei daha önce merceklerle yapılmış gözlemlerle güneş sistemi hakkında önemli bilgiler elde etmişti.
Newton ayrıca, matematik ve fizik üzerine önemli çalışmalar da yaptı. Özellikle, matematikte kullandığı “calculus” adlı yöntemi, hareketli cisimlerin analizini ve tahminini yapmayaı kolaylaştırmıştı.
Newton, düşüncelerini yayınladığı “Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica” adlı eserinde açıkladı. Bu eserde, Newton, cisimler arasındaki etkileşimleri açıklamak için iki temel kanun tanımladı: İlk hareket kanunu ve ikinci hareket kanunu. Bu kanunlar, cisimlerin hareketini ve hızlarını açıklamak için kullanılır ve cisimlerin hareketlerinin nedenini açıklamak için üçüncü bir kanun olan yerçekim kanununu tanımlamaktadır.

Bu kanunlar, Newton’un yerçekimini keşfetmesinde önemli rol oynamıştır. Bu kanunlar sayesinde, Newton, cisimlerin hareketlerini açıklamak için kullanabileceği bir matematiksel model oluşturmuş ve böylece yerçekimini keşfetmiştir.
Ama bütün bunlarla ilgilenmene, bunların eğitimini almana gerek yok. Çık ben fizikçiyim de, bir tane kıçıkırık web sitesi hazırla ve yıllardır süregelen bu bilgiyi çökertmeye çalış. Nasıl? Gök itimi diyerek. Ya da ne bileyim işte, kozmik itim gücü diyerek.
Akademide kabul görmüş bir bilgiye itiraz etmenin yolları vardır. Bunun için, öncelikle o bilgiye dayalı olarak yapılan deney ve gözlemlerin yeniden yapılması ve sonuçların değerlendirilmesi gerekir. Eğer yeni deney ve gözlemler eski sonuçlarla çelişiyorsa veya eski sonuçların doğruluğu sorgulanıyorsa, bu bilgiye itiraz edilmiş olur.
Ayrıca, itiraz edilen bilgiye dayalı olarak ortaya atılan hipotezlerin veya modellerin yeni verilerle test edilmesi veya alternatif hipotezlerin veya modellerin ortaya atılması gerekir. Eğer alternatif hipotez veya modeller eski hipotez veya modellerden daha iyi sonuçlar veren veya daha doğru sonuçlar verense, o bilgiye itiraz edilmiş olur.
Bu süreç, genellikle bilimsel makaleler aracılığıyla yayınlanır ve diğer bilim adamları tarafından incelenir ve değerlendirilir. Eğer itiraz edilen bilgiye ilişkin yeni kanıtlar veya sonuçlar kabul edilebilir veya doğrulanıyorsa, bilim dünyasında kabul gören bilgi değişebilir.
Özetle, akademide kabul görmüş bir bilgiye itiraz etmek için, yeni deneyler, gözlemler, hipotez veya modeller ile eski bilgiye alternatif olarak sunulmalı ve bilim dünyası tarafından değerlendirilmelidir.
Ama yok, ben popüler televizyonların muhabirlerini yanıma alayım, tahtaya onun bunun halkın anlayamayacağı bir takım formüller çiziktireyim. Eeeeee, sonra? Sonra bütün bu bilgiyi çökerteyim.
Ama arkadaşım yanlış insan yanlış mekan.
Bunları halka televizyonlardan değil, akademiden anlatacaksın.
Neden? Çünkü ilkokul 2. sınıftan beri bu benim aklıma yatmıyor.
Haberi ilk gördüğümde aklıma Güldür Güldür’deki bu skeç geldi.