Salyangozla poz veren liderin ülkesi


15-07-2025
131 İyiymiş

Paylaş

Bazı ülkelerde bir kadının çantasındaki soğandan tüm bir sistem dökülür. Ne alaka deme, oku da gör.

Güney Kore sınırından birkaç kilometre yukarı çıktığında, yollar boşalıyor, tabelalar susuyor, renkler pastel tonlara çekiliyor. Kuzey Kore’den bahsediyorum. Evet evet, salyangoz gibi kabuğuna çekilmiş, dışarıdan bakınca gizemli, içeriden bakınca karanlık bir ülke. Ama benim ilgimi çeken o bildiğin nükleer tehditler veya saçları jöleli lider hikâyeleri değil. Daha garibi var: Orada kadınların çantasında soğan taşıması bir politik sinyal sayılıyor. Evet, gerçek. Öyle Vogue dergisine boy göstermek için değil, resmen bir tür direniş aracı olarak kullanılıyor bu soğan.

Olay şu, ülkede ekonomi rezalet, fiyatlar uçmuş gitmiş, mutfak zor durumda. Soğanın gramı mücevher gibi. Ama madem gerçekleri konuşmak yasak, halk da haliyle dolaylı anlatımlara başvuruyor. Misal, bir kadın pazara gidip çantasındaki iri soğanı görünür şekilde taşıyorsa, bu artık arkası dönük bir isyan ilanı sayılıyor. “Bakın, bu kadarcık şeyi almak bile mesele oldu” demek gibi. Afiş yapamıyorsun ama çantadan konuşuyorsun. Bu bana biraz bizim memleketteki ekonomik ‘istikrar’ sohbetlerini hatırlatmıyor değil. Ne diyelim, gölge etme başka ihsan istemez modeli.

Bu noktada mesele sadece soğan değil, soğanın bir sembole dönüşmüş olması. Yani artık gerçek değil, imgelerin savaşı. Bir ülkenin halkı, günlük dertlerini anlatacak mecra bulamayınca, çantadaki sebzeye bile misyon yüklüyor. Çocuklar saklambaç oynar gibi yaşamak zorunda kalıyor: Liderin fotoğrafı yamuk asılıysa bile eyvahlar olsun, çünkü o da başka bir şeyin şifresi olabilir. Her şeyin sembolik olduğu bir dünyada yaşamak, simgeleşmekle delirmek arasında gidip gelen bir varoluş biçimi bence.

“Küçücük bir objenin ağırlığı, bazen dev bir sistemin baskısını tartar.”

İfade edememenin yaratıcılığı başka bir şeye benzemiyor. Her yasağın, her sansürün halkta doğurduğu bir alternatif anlatım yolu var. Sen sözü kısıtladıkça insanlar gözle konuşmaya, çantayla bağırmaya, sessizlikle haykırmaya başlıyor. Gülünç ama bir yandan da hüzünlü. Bir liderin saç kesimi bile halk için ayar cümlesi olmuş durumda. Düşünsene, bir ülkede saç modeli seçmekle politik görüş belirlemek kol kola gidiyor. Saçlar model değil, manifesto oluyor.

Şimdi sen diyebilirsin ki “ee ne var bunda, bizim oralarda neler dönüyor haberin yok mu?” Eh, isteyene Finlandiya’ya göç var, isteyene İsviçre’de saat tam saatinde çalıyor. Ama bazı topraklarda her şey biraz daha metaforik yaşanıyor işte. Soğan çantadaysa bil ki halk içten içe kaynıyor. Tansiyonu ölçmek istiyorsan, enflasyon rakamlarına değil, sokakta kaç kişinin elinde ne taşıdığına bak.

Bazen politik eleştiri afişle yapılmaz, pazardan alınan bir soğanın transparan çantada taşınmasıyla yapılır. Biz de burada her krizi çözemiyoruz belki, ama bir şekilde tencere kaynatıp halay da çekiyoruz ya hani… O da bir çeşit anlatım biçimi. Hem, suya sabuna dokunmadan temizlik nereye kadar?

Dipnotlar:
¹ Simge savaşı: Gerçek objelerin politik, sosyal veya kültürel anlamlarla yüklenerek bir anlam mücadelesine girmesi süreci. “Simge savaşları” özellikle ifade özgürlüğünün kısıtlandığı toplumlarda yoğun şekilde görülür.

emrehakan
emrehakan
Algoritmaların susturamadığı bir ses. Gündemin gürültüsünde pür net, ne akıma kapılır ne moda yazar. Anı yakalamaz, onun üzerine not düşer. Evet "NOT".



Paylaş

Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!



Ceketini kaptığın gibi git: Bu kampta anı biriktirmek serbest

Müzik, çimen, Idaho’nun rüzgârlı delileri ve biraz da dans… Bu hafta sonunun şifresi verildi demektir

Uzayda Elvis gibi kaybolan kara delikler

İki dev kara delik birleşti, geriye 225 güneşlik bir dev kaldı. Fizik kuralları? Onlar da şaşkın.






    copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com