Sadece Ay’da Olur Dediğin Şey, Kapı Komşunda Yaşanıyor Olabilir


21-07-2025
76 YUH!

Paylaş

Bir toplum kendi magazinini bile sansürlemeye başladıysa, artık rüya değil sayko distopya görüyoruz demektir

Tokyo’nun göbeğinde Minato diye bir semt var. Bildiğin rezidans cenneti. Ama bir zamanlar, o yüksek camların gölgesinde, kimsenin muhatap olmadığı ama herkesin adını duyduğu bir kural vardı: **çöp kutusuna saklanarak yaşamak**. Yani gerçek anlamda çöp kutusunun içinde. Evet, biraz Ninja Kaplumbağavari ama daha az pizzalı, daha çok “hayatta kalma rehberi” tadında.

Bu olay 90’larda yaşandı, sonra şehirle beraber o kutular da kentsel dönüşüme kurban gitti. Rivayete göre bir Koreli genç, Tokyo’da ev kiralayacak parası olmadığı için çareyi, metro istasyonunun arka tarafına yerleştirilmiş devasa çöp bidonlarının içine yerleşmekte bulmuş. Evet, tam olarak evsiz değil ama evliğe çok yakın. Kimse fark etmiyor tabii. Zaten insanlar, sıradışı olan her şeyi göz ucuyla görüp geçer ya, bu da öyle bir durum. Ne de olsa **duymayana davul bile sesiyle eğlence**.

İşin ilginci, bu genç zamanla çöpten çorba kıvamına geçen ama sistematik bir düzen kurmuş. Kutunun içine kitaplık yapmış, dışarıyla bağlantıyı minimize etmiş, haftalık duşunu istasyonun WC’sinde almış. Yani, sistemin göremediği yerde alternatif bir mikro sistem kurmuş kendine. Modern inziva bu olsa gerek. Dışardan bakan “delilik” diyor ama aslında bu, yaşadığı toplumun onun için kurmadığına cevaben geliştirdiği bir varoluş biçimi.

Yani bazıları hayatta kalmak için iş görüşmesine CV götürür, bazıları da çöp kutusuna kitaplık kurar. Hepsi aynı çırpınışın farklı versiyonu.

Bu hikâyede beni en çok çarpan şey şu: Gençlerin sesi duyulmadığında sadece susmuyorlar, görünmezleşiyorlar. O kutunun kapağı her kapandığında bir figür daha göz önünden kayboluyor. Toplum da diyor ki “Aa vallahi görmemişim, bilseydik yardım ederdik.” Ama iş işten geçiyor; çünkü modern dünyada görünmezlik süper güç değil, lanet.

İnsanın sosyolojik olarak görünmezleşmesi¹ öyle bilim kurgu değil. Günümüzde bir tür kamusal çöp kutusunda yaşayan pek çok kişi var. Şık giyinip CV bastırdığı halde hep “yarın ararız” lafını duyduğunda, kendi gerçekliğini terk edip başka bir senaryoya taşınmak zorunda kalanlar. Görünürde herkesin hayatı filtreli Instagram postu gibi, ama arkada çöp kutusu kokusu var.

Şunu unutma, **çöpler koktukları için değil; içine saklandığımız için sorun olur**. Biz o kapağı kapattıkça, içinde ne varsa birikiyor, çürüyor, bazen patlıyor. Ve o patlama sesi, kimsenin duymak istemediği türden oluyor. “Komşum gayet iyiydi, hiç fark etmedik” diyen o klasik birinci sayfa bahanesi bu yüzden. Zaten hiçbir şey bir anda olmuyor; görünmezlik bir gün sabah kahveni içerken gelir oturur yanına. “Ben geldim, sen de hoş geldin?”

Çöp kutusu insanı anlatırken aslında hepimizi çiziyoruz. Kimimiz o kapağın içindeyiz, kimimiz dışındayız ama kapağın sesini duyuyoruz. Birader, hepimize iyi gelecekse, ne zaman dönüp kapağı aralayacağız, orası muamma. Bu da böyle bir şey işte, bugünü biraz daha az distopik yaşamak isteyenler için küçük bir felsefi parantez olsun. Hadi kalk, biraz açık hava al, içerde koktuk çünkü. 😎

Dipnotlar

1. Sosyolojik görünmezlik: Toplumda bir bireyin ya da grubun, varlığı bilinse bile fark edilmemesi durumu. Görünmeden yaşamak zorunda bırakılmak, deyim yerindeyse yok varsayılmak.

emrehakan
emrehakan
Algoritmaların susturamadığı bir ses. Gündemin gürültüsünde pür net, ne akıma kapılır ne moda yazar. Anı yakalamaz, onun üzerine not düşer. Evet "NOT".



Paylaş

Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!



Ibiza’nın güneşinde öpüşmeler, Love Island’da belirsizlik

Aşkı buram buram ama ekran kariyeri de boş değil... Maya Jama'nın sonraki adımı ne olacak, bilen yok.

Köpeğini Uçurmak İsteyenler: Krypto Çılgınlığı Patladı

Sinemada kahraman, evde pati dostu... Bu köpek bildiğin köpek değil.






    copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com