Parizyenler eriyor, klima satanlar gülüyor

Paylaş
Fransa cayır cayır yanıyor ama serinlik hâlâ küçük bir azınlığın lüksü
Paris’te hava o kadar sıcak ki, Seine Nehri’ne girenler kayak yapmaya değil ya yanmaya çalışıyor ya da unuttukları günahlarını terle döküyorlar. ***Canicule*** diye adlandırılan bu meşhur sıcak hava dalgaları artık Fransızların en büyük düşmanı. Tatil köyleri dolu, kumsallar kalabalık, ama sor bakalım şehirde kalanlar ne yapıyor? Camı açsan fırın etkisi, kapatsan sauna keyfi. Klima desen hâlâ burjuva lüksü sayılıyor, çünkü Fransa’nın çoğu binasında pencereyi açmak bile olay.
Meteorolojiye kulak verirsek, perşembe günü ülkenin sadece bazı bölgeleri ‘nefes almaya’ başlayacakmış. Güney hâlâ cayır cayır. Kuzey desen biraz rahatlayacak gibi ama “mevsim normalleri” tabiri artık eskisi gibi teselli değil. Mevsimmiş, normallikmiş, bir zamanlar vardı öyle şeyler…
Bu sırada haber kanalları sürekli “ne zaman bitecek bu çile?” diye soruyor ama kimse “hani şu iklim krizi vardı ya, onunla mı ilgili acaba?” demiyor. Sıcak hava kendi başına oluşmuş gibi davranıyorlar, sanki gökten inmiş bir Yunan tanrısı, Paris’i kızdırmış da güneşi sonuna kadar açmış. Ama gerçek şu: Bu iş sadece yaz ayını değil, aklımızı da kavuruyor artık.
Bir sonraki hafta biraz serinleme bekleniyor ama, ne kadar güvenilir olduğundan kimse emin değil. Fransız devleti miymiş? Ona güvenmek, Temmuz ayında triko giyip dışarı çıkmak gibi; saçma ama mümkün.
Sıcaklardan kafayı yemeden, bir şemsiye bul, kendine bir Perrier al (yani onlar öyle yapıyor) ve gölgede kal. Gölgeyi bulan cenneti buluyor 👒
Paylaş
Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!
American Apparel: Made in Duygusal Travma
American Apparel belgeselini izledikten sonra içimde sadece pamuk değil, mide bulantısı da kaldı. Seks satar evet ama etik değerler çökerken Dov Charney'nin tişört devrimi değil, ego patlaması yaşanmış. Kapitalizmin en rahat kesimi: skandalla yıkanmış pamuk.
Bu çantayı almazsan yaz seni affetmez
1419 yenle Japon usulü yaz şıklığı mı? Hem de her şey sığıyor içine, ne varsa tıkıştır gitsin