Maden mi dedin? Anadolu’yu komple kazıya verdik!

Toprağı altın sananların gözü karardı. Barolar uyardı ama duyan kim?

Gözün gibi bakılması gereken Anadolu toprağı, yeni yasa tasarısıyla neredeyse **’herkese açık define alanı’** ilan ediliyor. Tabii burada ‘herkes’ derken, sıradan vatandaş değil; yerli yabancı maden şirketleri kast ediliyor. Sen değil, ben değil, *onlar kazıyor, onlar götürüyor*.

Barolar boş durmamış, mevzuyu koklamış ve çok net konuşmuş: **“Tüm Anadolu’yu, maden şirketlerinin sahası yapacaklar”**. İçinde yaşadığın toprak değil de sanki kiralık oyun haritası gibi… Ne köy kalacak ne dağ, ne dere, ne bağ. Sonra neden seller basıyor, tarım öldü diye ağlamayın. Kurduyla kuşuyla komple paket servise çıkacak bu coğrafya.

Yasa tasarısının detayı mı? Aman ne detaylar! ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) prosedürünü kolaylaştırmak değil, **adeta çöpe atmak** gibi. Evet, doğaya kazma sallamadan önce sorulması gereken ‘bu işin zararı ne olacak’ sorusunu artık kimse dert edinmeyecek. Çünkü kazmanın sesi, insanın vicdanından daha baskın olmuş bu ülkede.

Bu arada “maden yasası” deyince Norveç havası bekleme, burası Türkiye. Yasaların yazanı ayrı dert, uygulayanı bakkal defteri gibi değiştiriyor. Baroların alarmına kulak veren kaç siyasetçi var dersen — **parmakla gösterilecek kadar az**. Muhalefet Twitter’dan ağlıyor, iktidar ise kepçeyi ısıtmış bile.

Bir yanda Ege’nin zeytinlikleri, bir yanda Munzur’un nefesi… Hangisine kıyacaklar önce? Ah evet, hepsine. Çünkü bu tasarı geçerse, Anadolu’nun ruhuna **Fatiha bile okunamaz**. Savcılar suskun, belediyeler tedirgin, halk şaşkın. Ama asıl şokta olan: aylar süren zorluklarla adalet mücadelesi veren hukukçular. Onlar ‘saha’ değil, **yaşam alanı** diyor. Duyan yok.

Şimdi sen bir kahve içip, pencereden dışarı bak. Gördüğün ağacın yerinde birkaç yıla maden arama çukuru olursa hiç şaşırma. Çünkü bu ülkede işler böyle yürüyor: Doğa değil, imza kazanıyor.

Neyse… Şimdilik asfalt henüz doğaya ulaşmamışsa, **şükretme**, sahip çık. 👀