Kuzey Kore’yi Boş Ver, Bizde de Toplum Baskısı Premium


18-07-2025
124 İyiymiş

Paylaş

Üzerine giymediğin montla seni yargılayan bir toplumda yaşamayı hiç düşündün mü

Japonya’da bir kavram var: **Honne to tatemae**. Yani insanın içinden gerçekten geçenle, dışarıya söylediği arasındaki o incecik, ama gergin ip. Hani şu başkalarının hoşuna gitsin diye gülümsediğin anlar var ya, işte o. Japonlar bunu milimetrik olarak hayatlarına yedirmiş durumda. Ama şaşırtıcı olan ne biliyor musun? Bizde de bu sistem işlemekte. Hem de daha az pirinç, daha çok çekirdek eşliğinde.

Bir mahallede doğarsın, sana bir kostüm tutuşturulur. Hayatının sonuna kadar o kostümü giymen beklenir. Kostüm dar mı? Terlersin ama çıkaramazsın. Yoksa ayıplanırsın. Mesela kadın olursan nereye oturduğuna, kimle baktığına, kaç gram güldüğüne dikkat etmen gerekir. Erkeksen ağlamayacaksın, gurur yapmaya mecbursun. Bunlara uymadın mı? **”O da hep biraz değişikti zaten”** demeye başlarlar arkandan. O değişiklik fiilen sürgün sebebi sayılır, habersiz.

Bu dayatmanın bir ilginç versiyonu da Güney Kore’de yaşandı. Bir tarikat okulu vardı: Sampoong. Üç kere çökmesi engellenen devasa bir bina. Mühendis “Bu bina yıkılır” diyor, yönetim “Çeneni kapa, işler yürüyor” diyordu. Ne oldu? Çat diye gitti binası. Çünkü kimse gerçek düşüncesini yüksek sesle söyleme cesareti gösteremedi. Uyum sağlamak, yapının çökmesinden daha önemliydi. Tanıdık geldi mi biraz?

**Sistemin en büyük başarısı, insanlara ne hissettiklerini unutturmak değil; hissettiklerini ayıplı hissettirecek bir kalabalık kurmaktır.**

Bu kalabalık, niye ayakta dursa da düşeni tokatlamaya bu kadar hevesli? Belki de çünkü düşenin farkına varınca, kendi dengelerinin de pamuk ipliğine bağlı olduğunu görecekler. O yüzden hep birilerini ötekileştirmek rahatlatır, kitlenin kendini daha az yalnız hissetmesini sağlar. Sorunlar konuşulmaz, çünkü konuşana “bir tuhaf” denir. İnsanlar sessizce hayatlarının dışına bastırılır; sonra bir bakmışsın, biz bize benzer olmuşuz.

Şimdi bunları niye anlattım? Çünkü her topluluk, kendi ikiyüzlülüğünü törensel olarak yüceltir. Marjinal olan değil, yalana ses çıkaran asıl ötekidir. Bir ülke düşün, herkesin özgür olduğunu iddia ettiği ama kimsenin farklı fikir taşımaya cesaret edemediği. Gerçekten kimse zorlamıyor olabilir seni, ama içten içe biliyorsun: “O montu giymek için havanın soğuk olmasına gerek yok, ama millet bakar diye giymiyorsun”.

Eğer kendi fikrini savunduğunda değil, sakladığında huzur buluyorsan bu huzur değil, öğrenilmiş çaresizliktir. Arada sırada iç sesine kulak ver, ne diyor bak. Belki de bu yazıyı okurken kafanda yankılanan o cümle, senin de ‘tatemae’nin çatlamaya başladığının göstergesidir. Ve bu hiç fena bir şey değil ha!

Dipnotlar

  1. Honne to tatemae: Japon kültüründe bireyin iç dünyası (honne) ile dış dünyaya sunduğu yüzü (tatemae) arasındaki farkı ifade eden kavram.
emrehakan
emrehakan
Algoritmaların susturamadığı bir ses. Gündemin gürültüsünde pür net, ne akıma kapılır ne moda yazar. Anı yakalamaz, onun üzerine not düşer. Evet "NOT".



Paylaş

Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!



Katla, aç, şov başlasın: Magic V5 sahnede

Bu telefon öyle katlanıyor ki, origami ustaları utançtan meslek değiştirebilir.

90’ların Çirkin Ruhlu Devam Filmi Bedavaya Açıldı

Pratik efekt manyaklığı, kan gölü ve 90’lardan kalma lanet bir cin… Ücretsiz izlemek senin elinde






    copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com