İsrail sadece Amerika’yı dinliyormuş iyi mi

İngiliz siyasetçi açık açık söyledi İsrail’in dilinden sadece Washington anlıyormuş

Londra gibi yağmurun bile kibar yağdığı bir şehirde, Emily Thornberry adlı bir milletvekili çıkıp şöyle dedi: “İsrail’in dinlediği tek ülke Amerika.” Bu cümleyi kurarken sesinde ne biraz utangaçlık ne de politik rötar vardı. *Net, soğukkanlı ve gayet İngilizce bir oflama efekti duyulabiliyordu arada.*

Thornberry aslında kim mi? İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı. Yani dış politikayı masada harita açarak tartışanlardan. Ve diyor ki, “Madem İsrail sadece ABD’yi dinliyor, biz de üzerimizdeki Amerikan etkisini kullanalım.” Türkçesi: *‘Bari biz de Amerika’ya akıl verelim de onlar İsrail’i hizaya soksun.’*

Bu noktada kafanda soru işaretleri oluştuysa normal. Çünkü sen de biliyorsun ki, Amerika’nın bir ülkeye barışçıl baskı yapmasıyla, kasırgayla piknik yapılması hemen hemen aynı ihtimal. Ama Thornberry umutluydu. Ya da rolünü oynuyordu. Kim bilir… İngiliz saray siyasetinin kamera arkası genelde Game of Thrones’u utandıracak türden.

Tabii Thornberry’nin sözleri sadece bir aforizma değildi. Bu, bir ulusal itiraf gibiydi. *“Biz İngiltere olarak bu konuda söz sahibi değiliz, ne desek boş, o yüzden Amerika’yla konuşun…”* demenin süslü haliydi. Koca imparatorluğun bir zamanlar sömürge haritası çizen ülkesi şimdi başka bir süper güce posta koyması için ricacı oluyor. Zamane dış politika dedikleri işte bu.

Peki sen ne düşünürsün bilmiyorum ama, bu tablo fazla tanıdık. Dışarıdan güçlü görünen ama içeride dolma gibi duran liderler, etkisiz açıklamalar, bolca kelime ama hiç harekete geçen yok. Hava sıcak, sinirler gergin, diplomasi ise Netflix dizisi gibi. Her bölüm ‘spoiler’ dolu ama sonuca varan yok. 🤷‍♀️

Neyse, günün sonunda, İngiltere bile Amerika’nın kulağına fısıldamayı umuyorsa, artık kimse büyük ülke değildir, sadece büyük beklentiler vardır gibi duruyor.

Bakalım, dünya sahnesi bu bölümde neyi patlatır… 🎭