Erler Film’in Kutsal Direksiyonu. 34 UK 400 Plakalı Pontiac

Yeşilçam’ın arka planında yıllarca sessizce rolünü oynayan, figüran değil tam bir demirbaş olan bir karakter var: 34 UK 400 plakalı, Pontiac Grand LeMans.

Yeşilçam’ın arka planında yıllarca sessizce rolünü oynayan, figüran değil tam bir demirbaş olan bir karakter var: 34 UK 400 plakalı, Pontiac Grand LeMans. Araba mı? Evet. Ama öyle sıradan bir araba değil. Bu araç, Cüneyt Arkın’ın kovalanırken takla attığı, Tarık Akan’ın jilet gibi inip sigarasını yaktığı, Filiz Akın’ın dudak büktüğü sahnelerde hep orada. Sessiz, serin, krom kaplamalı bir tanık.

Erler Film’in “ne çekiyorsak buna koyalım” mantığıyla adeta şirket aracı ilan ettiği bu Pontiac, dönem filmlerinin içinden geçip bugün neredeyse Yeşilçam’ın dört tekerlekli logosuna dönüşmüş durumda. Araba aynı, senaryo farklı. Bir filmde savcıyı adliyeye götürüyor, ertesi filmde mafyanın adamını. Hatta öyle ki, filmin başında bombayla patlayan araç, 20 dakika sonra başka sahnede sapasağlam sokakta gezinirken yakalanabilir. Tabii yine aynı plakayla: 34 UK 400. Yeniden doğuşun Türk sinemasındaki adı gibi.

Kimi zaman siyah, kimi zaman lacivert, hatta bazen griye yakın bir renkte karşımıza çıkar. Ama vinil bej tavanı hep sabit. Tıpkı her filmde sigarasını öne eğilerek yakan başrol gibi, Pontiac da rolünü ezbere bilir. Kamera döner, sokaktan bir araba gelir, biz daha Cüneyt’in suratını görmeden tanırız: “Heh, bu filmde de UK 400 varmış.”

Yönetmenler değişir, senaryolar uçar, karakterler ölür ama o Pontiac hep yaşar. O kadar ki, bazı Yeşilçam teorisyenlerine göre Erler Film’in filmleri aslında bu arabanın etrafında şekillenir. Yani aslında filmde kim başroldeymiş fark etmez: esas oğlan hep 34 UK 400’dür.

Bir gün biri çıkıp bu aracın sinema kariyerini IMDb’ye girerse, kaç filmde oynadığını görünce şaşırırız. Belki de Türk sinemasının en çok filmde oynayan aktörü odur. Sadece konuşmamıştır. Ama konuşsaydı ne söylerdi, işte orası biraz trajikomik olurdu: “Abi ben Cüneyt’i çok sevdim ama en çok Tarık düzgün kullanıyordu.”

Zamanında kim bilir kaç kişi bu arabayı trafikte görüp “la bu arabayı bi yerden tanıyorum” demiştir. Tanıyorsundur, çünkü çocukluğunun her kavga sahnesinde arka planda o vardı.

Ve hâlâ bazı sabahlar YouTube’da Yeşilçam sahneleri arasında gezerken karşına çıkıverir. Hiç yaşlanmamış gibi, hep bir görev üzerindeymiş gibi.

Saygı duruşu: 34 UK 400. Türk sinemasının kadrajdaki sabit yıldızı.