Dinozorlar geri dönmüş ama biraz yorgun galiba

Jurassic World: Rebirth kritiklere yakalandı; dev adımlar değil, minik gölgeler bırakıyor olabilir…

Sen de mi Jurassic, sen de mi? Yeni film Jurassic World: Rebirth, henüz perdede dinozor homurtusu başlamadan eleştirmen tokadını yedi. ABD’den (tabii ki yine sinema endüstrisinin ATM’si Los Angeles) gelen ilk yorumlar fısıldıyor: “Beklenen etki yok, sadece eski kemiklerin cilalanmış hali.” Ee, haksız da sayılmazlar galiba.

Hani o 90’larda sinemanın koltuğuna oturup dinozorlar gerçek mi diye tüyleri diken diken yapan Spielberg efsanesi vardı ya… İşte onun ruhu bu filmde biraz kayıp. Rebirth dedikleri şeyi sanki DVD menüsünden ‘yeniden oynat’a tıklamışlar gibi düşün. Yani “yeniden doğuş” değil de, “hala ölmeyen markayı zorla ayağa kaldırma seansı” gibi.

Özellikle de fragmanda hızla geçen o dinozor CGI şöleni dışında hatırda kalacak bir şey yoksa, sorun büyük demektir. Karakterler mi? Hadi canım, sabun köpüğü desen bile köpüğe hakaret. Olayların ‘ne alaka?’ oluşu ve diyalogların ‘kim yazdı bunları?’ dedirten sefaleti cabası.

Kimi eleştirmenler filmi “Hollywood’un nostaljiyle intihar girişimi” olarak tanımlamış. Ki… pek haksız sayılmazlar. Her şeyi reboot etmeye çalışan sektör, bu kez de eski başarıların kemiğini kemirmekten çekinmemiş. Dinozor var mı var, kaos var mı var ama heyecan? Yerine sadece bir iç çekiş…

Notlar? Metacritic’te ortalamada gezinip, Rotten Tomatoes’da yüzde 50’nin altında sürünüyor. Yani sinema salonuna ‘sev beni dinozor’ diye değil, ‘keşke 1993’te kalsaydın’ diye giriyorsun neredeyse.

Yine de gitmek isteyen gitsin tabii, sinema sonuçta zevk meselesi. Ama büyük beklentilerle gitme de, sonra ‘kabak gibi ortada kaldık’ deme… 🎬🦖