Çok Sesli, Çok Acıklı: Whitney Houston


28-07-2025
85 Bayıldım!

Paylaş

Dünyayı sesiyle büyüledi, hayatıysa tam bir pembe dizi kötüsü gibiydi.

Harlem’de doğup Beverly Hills havuzlarında dibe vurmak, sadece Amerikan rüyasıyla kabusu aynı çuvala tıkanlarda olur. İşte Whitney Houston da o çuvalın içinde ne ararsan olanlardan biri: **ses desen pırlanta**, aile desen heavy metal, hayat desen dizi olsa ‘yok artık’ derdin. Ama gerçekti bu.!

Şarkılarını ezbere biliyorsun, itiraf et. “I Will Always Love You” çıktığında, herkes birilerine dramatik bakışlar atarak pencereye koşmuştu. O kadar güçlü bir ses ki, CD çalara bastığında bile bütün apartman oturup dinler gibiydi. İşte o olağanüstü sesin sahibi, sahnenin tozunda değil, tuzlu gözyaşlarında boğuldu.

**Houston ailesi**, müzik dünyasında resmen bir soyadı markasıydı. Annesi Cissy Houston, gospelin kraliçesi; kuzeni mi? Dionne Warwick, çaktırmadan herkesin teyzesi gibi. Bir aile düşün, sesle nefes alıyorlar. Ama ne yazık ki bu melodi dolu aile tablosunun arkasında kavga, kıskançlık, yıldız savaşları ve biraz da kokain vardı.

Whitney abla, yalnızca albüm satmadı, hayalleri sattı. Ama o parıltılı Grammy’lerin arasına Amerikavari bir depresyon, bir *toxic relationship*, bir türlü bitmeyen aile yarası da sıkışmıştı. Bobby Brown’la olan evliliği… Yani, oraya hiç girmeyelim. Sevenler kavga eder derler ama bunlar dövüş filmi çekiyordu gibi. 🥴

Net serveti mi? Ölümünden sonra yavaş yavaş değer kazandı, klasik sistem. Yaşarken batık ekonomik tablolar, sonrasında milyon dolarlık albüm satışları. Kapitalizm bunu hep yapıyor zaten; önce tüketiyor, sonra kutsuyor. Ölümünden sonra kurulan **Whitney Houston Estate** (1), hâlâ kasayı dolduruyor. Ama onun hayatta en çok istediği şey muhtemelen ‘sakin bir gün’dü.

2012’de Los Angeles’ta kaldığı otelin küvetinde bulunduğunda, her manşet aynıydı: “Bir yıldız daha düştü.” Yok yahu, yıldız düşmedi. Sistem yıldızları göğe çıkarıp sonra da yere çakmayı çok seviyor. Öyle düşmeydi, bu sektörel şamar gibiydi adeta.

Ve evet, trajedinin tokadı sadece Whitney’i değil, kızı Bobbi Kristina’yı da vurdu. Annesi gibi genç yaşta, benzer bir şekilde hayatını kaybetti. Hani bazı kurgular insanın canını yakar ya, bu gerçek hikaye öyle işte.

Whitney’in hikayesi, sadece şöhretin albeniyle değil, onun kimin elinde olduğu ve seni nasıl şekilsizleştirdiğiyle ilgili. Kısacası; sesin varsa yaşarsın demekle olmuyor canım, biraz da sistemin sesi kısılmalı bazen. Neyse, Spotify çalıyor… *How Will I Know* başladı yine. Göz kırpmayı unutma. 😉

Dipnotlar
(1) Whitney Houston Estate: Whitney Houston’un ölümünün ardından kurulan, sanatçının müzik haklarını, adını ve imajını yöneten şirket. Ölüm sonrası kazancı kontrol eder, albüm satışlarını organize eder, lisanslama anlaşmaları yapar. Tüm miras işlerinin patronu yani.

emrehakan
emrehakan
Algoritmaların susturamadığı bir ses. Gündemin gürültüsünde pür net, ne akıma kapılır ne moda yazar. Anı yakalamaz, onun üzerine not düşer. Evet "NOT".



Paylaş

Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!



E-kitap ucuz dedik, kütüphane cüzdanı yandı

Dijital kitaplar uçar gider ama fatura kütüphaneye saplanır. Okumak özgür, ama bedeli acayip tuzlu...






    copyright 2025 | Gizlilik Politikası | emrehakan.com