Çocuğa kremalı bisküvi yedirmek akıl mı, şeker tuzağı mı

Paylaş
Kreması var diye besin sanma, çocuk ağzı tatlıdan değil sağlıktan anlarsa hayat kurtulur
Çocuklar ve kremalı bisküviler… Tıpkı Pepee’yle su gibi ayrılmaz ikili. Marketin raflarında dizili, rengârenk ambalajlı, içi sürprizli gibi duran bu bisküviler, miniklerin gözünde cennetten düşmüş kurabiyeler sanki. Sen iyi niyetle eline bir paket alırsın; *’çocuk seviyor, ne olacakmış canım, sonuçta bisküvi bu’* dersin. Ama işte o ‘ne olacak’ kısmı var ya, tam orada sağlıktan topyekûn bir firar başlıyor.
Hindistan’ın Bengaluru şehrinden bir çocuk doktoru (evet, olay mahallemizde değil ama dert evrensel) aynen şunu söylüyor: “Kremalı bisküvi dediğin şey, şekerin başka bir halidir.” Protein mi aradın? Yok. Lif desen, hayal. Besleyicilik açısından çay şekeriyle bile yarışamaz. Ama tabii içinde vanilin, palm yağı, bolca katkı maddesi ve illa ki bir ‘doğal aroma’ etiketli umut var. (Yalancı bahar gibi bir şey.)
Sen yine iyi bir ebeveyn olup *“Acaba buradan ne kadar enerji alıyor çocuk?”* diye düşünürken, tek şişelenen şey çocuğun kan şekeri oluyor. Şeker yükseliyor, hiperaktivite tavan yapıyor, ardından gelen dram: huysuzluk, açlık, trip. O da yetmezmiş gibi bu atıştırmalıklar, minik bedenlere hızla giren ama bir yere ulaşmayan boş kaloriler. Hepsi içi dolu turşu küpü gibi.
Eh, bu kadar mı? Değil. Bu yiyecekler çocukların gerçek yiyecekleri tanımasına da engel oluyor. Makarna mı? Meh. Sebze? Büyük travma! Ama içinde çikolata dolgulu bisküvi olunca gözleri parlayan minikleri başka nasıl açıklarsın?
Un dolu, şekerle sıvanmış bu minik yuvarlaklar, çocukların damak zevkini erken yaşta kodluyor. Yani ileride de ne yiyecek? Aynı kodla benzer şeyler. Market rafı + mikrodalga = öğün. Mis gibi anneler evde tarhana kuruturken, buram buram şeker kokan atıştırmalıklara bel bağlamak da biraz ironik.
Lafı çok uzatmaya gerek yok. Bir elin nesi var, iki elin sesi var derler; ama burada bir paket bisküvinin çocuk sağlığına nelere neden olacağını bir düşünmekte fayda var. Arada bir kaçamak olsun, evet. Ama rutin bir alışkanlığaa dönüşünce, süt dökmüş kedi gibi başımızı önümüze eğmemiz gerekebilir.
Velhasıl kelam, her gördüğü renkli pakete ‘evet’ diyen çocuk yetiştirmek değil mesele. Her ağladığında, *’al bunu ye de sus’* diyerek paket uzatmak değil. Mesele, bisküviyle değil, sağlıklı alışkanlıklarla büyüyen çocuklar. Çünkü ne demiş atalar: Taş yerinde ağırdır. Bir de fazla şeker çocuğu yorar 🧃
Paylaş
Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!
Kelle alıp dua ettirenler kulübü
Kimin duası, kimin ahı tuttu bilinmez ama kafa kesip şükredenler hâlâ aramızda geziniyor
Yıldız geri dönüyor mu yoksa göz mü kırpıyor
WWE sahnesinde eski kankalardan biri fitili ateşlemeye hazırlanıyor gibi… Hatta tahmininden bile önce.