Clinton’ın imzaladığı “Federal İşyerlerinde Dini İfade ve Pratiklere Dair Genelge”

Paylaş
Bu dönem Siyaset Bilimi dersinde işlediğimiz konulardan biriyle ilgili yazmak istedim. Konu şu; 98 yılında Clinton “Federal İşyerlerinde Dini İfade ve Pratiklere Dair Genelge” yayınlıyor. Liberal ve demokrat olanların hatta bizim hocanın da öve öve bitiremediği bir genelge bu. Hoca derste anlattı da anlattı, altından girdi, üstünden çıktı, yere göğe sığdıramadı bu genelgeyi.
1998 yılında yayınlanan Federal İşyerlerinde Dini İfade ve Pratiklere Dair Genelge, çalışanların dini inançlarını serbestçe ifade etmelerine izin verirken aynı zamanda işletme işleyişinin etkililiğini ve adaletli bir ortamı koruyan ölçütler sunuyordu. Genelge, federal işyerlerinde dini inançların korunmasını ve çalışanların dini pratiklerine saygı gösterilmesini sağlamayı hedefliyor. Aynı zamanda, işletmelerin mümkün olan en yüksek düzeyde çalışanların dini inançlarına saygı gösterirken, işletmenin işleyişini etkilemeyecek şekilde önlemler almasını öneriyordu.
Bill Clinton tarafından imzalanan bu genelge, federal işverenlerin çalışanlarının dinlerine saygı göstermelerini ve dinlerine uygun olarak dini tatilleri, ifade etmelerini ve dini semboller taşımalarını kabul etmelerini öngörmekteydi. Genelge ayrıca federal işverenlerin din ayrımcılığı yapmamasını ve dinî tatiller gibi dini nedenlerle çalışma izinleri vermelerini tavsiye ve telkinde bulundu.
Peki buna karşı çıkanlar olmamış mıydı?
Evet, bu genelge, bazı gruplar tarafından eleştirildi. Bazıları genelgenin işverenleri zorunlu kıldığını iddia ederek, işverenlerin özgürlüklerine müdahale edildiğini ve din ayrımcılığına yol açabileceğini ileri sürmüşlerdi. Diğerleri ise genelgenin yeterince açık olmadığını ve işverenlerin din ayrımcılığı yapmasına olanak tanıdığını iddia etmişlerdi.

Karşı çıkanlar arasında cumhuriyetçiler de vardı. Ancak karşı çıkanlar arasında sadece cumhuriyetçiler değil, aynı zamanda laik ve dinî azınlık grupları da vardı. Cumhuriyetçiler ve diğer muhafazakar gruplar, genelgenin işverenleri zorunlu kıldığını iddia ederek, işverenlerin özgürlüklerine müdahale edildiğini ve din ayrımcılığına yol açabileceğini ileri sürmüşlerdi. Laik ve dinî azınlık grupları ise genelgenin yeterince açık olmadığını ve işverenlerin din ayrımcılığı yapmasına olanak tanıdığını iddia etmişlerdi.
Biraz komplo teorisyenliği yapalım mı?
11 Eylül merdivenlerinin yolunun bir kısmı bu genelge ile döşenmiş olabilir mi?
11 Eylül saldırılarından kısa bir süre önce (takriben 2-3 yıl) imzalanan gu genelge ile ilgili olarak, saldırıların direkt nedeni olarak gösterilmesi zayıf bir fikir olur. Yaygın görüşe göre, 11 Eylül saldırılarının nedeni olarak, terör örgütü Al-Qaida gösteriliyor. Bu saldırı genel olarak, ABD’nin Mısır, Pakistan, Sudan ve Afganistan gibi ülkelerde yaptığı askeri harekatların karşılığı olarak görülür. Bu genelge ile ilgili olarak, saldırıların direkt nedeni olarak gösterilmesi gerçekte saldırının gerçek nedenlerini ıskalamış oluruz değil mi? Olur muyuz?
Bu bilemeyiz, dedim ya komplo teorisi işte. Bu genelgeye karşı çıkan gruplar ve özellikle bazı cumhuriyetçiler iktidara geldiklerinde terörü bahane ederek aslında bu genelgenin sunduğu özgürlüklerin önüne geçmeye çalışmış olamazlar mı?
11 Eylül saldırılarından sonra, ABD hükümeti terörle mücadele amacıyla birçok önlem almıştı. Bu önlemler arasında, özellikle yurt dışından gelen kişilerin ABD’ye girişlerini sınırlamak, terörle mücadelede kullanılacak yasal araçları genişletmek ve bazı insan haklarını kısıtlamak gibi önlemler de vardı. Bu önlemler arasında genelge ile ilgili olarak, karşı çıkan cumhuriyetçilerin iktidarda olduğu dönemde genelgenin sunduğu özgürlüklerin önüne geçmeye çalıştıklarını söylemek doğru olmaz. Ancak bazı önlemler alındı ama genelge ile ilgili köklü bir önlem alınmadı.

Ancak şunu yaşadığımız için söyleyebiliriz tabi: 11 Eylül saldırılarından sonra ABD hükümetinin almış olduğu önlemler arasında, bazı insan haklarının kısıtlandığı gerçektir. Bu önlemler arasında, özellikle yurt dışından gelen kişilerin ABD’ye girişlerini sınırlamak, terörle mücadelede kullanılacak yasal araçları genişletmek gibi önlemler vardı. Bu önlemler arasında genelge ile ilgili olarak, insanların aklında bazı dinle ilgili kısıtlamaların olması gerektiği fikri oluşmuş olabilir. Ancak bu genelge ile ilgili olarak, insanların dinlerine uygun olarak dini tatilleri, ifade etmelerini ve dini semboller taşımalarını kabul etmelerini öngören bir genelgedir ve genelge ile ilgili olarak alınan kısıtlamalar sadece terörle mücadelede alınan önlemler ile sınırlı kalmıştır.
Özet olarak şunu söyleyebiliriz, evet 98’de çok demokratik bir genelge imzalandı ancak 11 Eylül tarihinden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bir dönem bu genelgeye destek veren bazı gruplar dahi 11 Eylül’deki o saldırıdan sonra bazı gruplara nefretle baktı.