ABD’de öğrenciysen pasaportu elden bırakma

Paylaş
Vizem var sandın, özgürsün sandın. Sosyal medyada kalp bile attın. Şimdi ICE kapıda...
ABD’de öğrenci olmak artık kitapçıdan kahve alıp kampüste yürüyüş yapmak değil. Hele ki cildin biraz kahverengiyse ve ismin Akash ya da Meghna’ysa… Artık okula giderken öğle yemeğini değil, **pasaportunu** alman gerekiyor. Tıpkı Kaliforniya Üniversitesi’nde okuyan Sadiq gibi. Hani şu ailesi sürekli ‘Evine dön oğlum’ diyen ama ‘Ya dönemezsem?’ korkusuyla bavulunu bile açamayan gençlerden biri.
Durum o kadar vahim ki ICE dediğimiz o meşhur Amerikan İç Güvenlik zombileri (Resmi adıyla Immigration and Customs Enforcement) artık sadece okul çapası değil. Sosyal medya casusları da çıkmış piyasaya. Columbia Üniversitesi’nden Akashdeep anlatıyor: Arkadaşını beğenmiş. Bir tane ❤️ koymuş. Sonra kapı çalıyor. ‘Sen misin o like atan?’ Hem suçlu hem sadık takipçi… Kim derdi ki Instagram’da bir etkileşim, **sınır dışı** biletin olsun?
Gelelim Stanford’da okuyan Meghna’ya… Ailesi 50 lakh (Hindistan’da kullanılan bir sayı birimi; 1 lakh = 100.000, yani toplamda 5 milyon rupi) yani yaklaşık 2,33 milyon TL borç almış ve çocuğu Amerika’ya yollamış. O da part-time bir süpermarkette çalışıyor…du. Ta ki beyaz Amerikalı birkaç genç ‘kaçaksın sen’ diye üstüne çullanana kadar. ICE’yi ararız tehdidinden sonra kız işini bırakmış. Çünkü burada ‘ekmeğini çıkarmak’ artık siyasi mücadele gibi. Olur da sınır dışı edilirse, geriye sadece kredi ödemeleri kalacak. Amerika hayali? Netflix dizisi olur belki…
Texas Üniversitesi’nden Akhil ise hâlâ umutlu. “Kurallara uyarsan bir şey olmaz”cı tayfadan. Yani klasik ‘Her şey düzelir’ temennisiyle yol alanlardan. Naif mi? Evet. Ama umut işte, belki son kaçış planıdır göçmen öğrencinin.
Şu an ABD’de 4.2 milyon uluslararası öğrenci varsa, bunun en büyük dilimi Hintlilerden oluşuyor. Üniversiteler bile diyor: ‘Bunlar bizim **ana enerji kaynağımız**’. Ama sistem, bu enerjiyi sömürmekle meşgul. Para veriyorsun, sıraya giriyorsun; sonra bir sosyal medya beğenisiyle uçak kapısında “Sorry, try again never” deniyor.
Amerika’daki eğitim artık sadece beyin değil, dayanıklılık testi. Bir yanda ICE, bir yanda ırkçılık, öte yanda vize iptali. Hintli öğrenciler çoktan **’Sosyal Medya Sessizliği’** adlı yeni bir meditasyon tekniği geliştirdi bile. Story paylaşmak cesaret ister, ‘seen at’ olmak fiili artık hukukî bir mesele.
Bir atasözü der ki: “Tilki tilkiliğini unutmaz, tavuk kümesinden çıkmaz.” Trump yönetimi de göçmeni unutmuyor, yakasına yapışmadan bırakmıyor. Ama sen yine de Twitter’da gifenle oynamadan önce iki kez düşün. Demokrasi şey değil sonuçta, filter kullanım hakkı değil.
Ha bu arada… Amerika’ya okumaya gideceksen, bavula pasaportla birlikte sabır, mizah ve biraz da VPN koy. İşine yarar. 😶🌫️
Yeni yazılar yayına girer girmez ilk okuyan sen ol!
55 yaşında, gelinlik giydi ve prenses gibi hissetti
Jeff Bezos'a varırken aynaya baktı, kendini Disney sahnesinde sandı
Uzayda ot mu yetişir dediniz Bakın kim geldi
Mars’a giderken yanına diş fırçası değil kenevir alan insanlığa yakışan bir test: Uzayda yeşerirse dünya fazla demek